Bu günlerde en çok tartışılan partilerden bir tanesi HÜDA PAR’dır.  Aslında tartışıldıkça halk tarafından daha iyi anlaşılıyor. Halk tarafından anlaşıldıkça birilerinin uykuları kaçıyor. Bunlar daha çok “Milliyetçilik” ve “Laiklik” maskesiyle siyaset yapanlardır. Yılardır Kuzu postuna bürünmüş kurt yüzlerini saklayanlar HÜDA PAR’ı karalama kampanyası başlatmış durumdalar. Ancak HÜDA PAR’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleme açıklaması onu daha da tartışılır hale getirmiş. Makul söylemleri herkes tarafından kabul edilirken bu söylemlere karşı çıkan malum kesim onu marjinalleştirme ve terörize etme gayretindeler. Fakat HÜDA PAR’ın programı konuşuldukça memleketin bu fikriyata ne kadar ihtiyacı olduğu daha da çok konuşuluyor.

HÜDA PAR’ın en çok saldırıya uğradığı noktalardan bir tanesi de kendi parti programlarında, “Kürtçe dilin Türkçeyle birlikte ikinci resmi dil olma” vurgusudur. Bu vurgu üzerinden Laiklerden Kemalistlere, Liberallerden Faşistlere kadar her taraftan saldırıya uğradı. Bu söylem üzerinden onu ötekileştirmeye çalıştılar.   Aslında birçok ülkede birçok resmi dil olmasına rağmen bir bölünme olmadığı gibi devlete olan aidiyetleri daha da artmıştır. Ancak birileri yıllardır zihinlere kazdığı korkular üzerinden HÜDA PAR’a saldırıyor. “Türk karşıtlığı” yalanıyla sesini kısmaya çalışıyorlar. Evet, onların faşist penceresinden bakıldığında bu anlaşılabilir bir durumdur.

Fakat anlaşılmayan ve garip olan, yıllardır “Kürtlerin hakları” adına siyaset yapan HDP/PKK’nin, HÜDA PAR’ın bu söylemini takdir edeceğine tam tersi bir duruşla bu söylemi saklama ve bir telaş içerisine girmeleridir. Kürtlerin oyları çoğunlukla HÜDA PAR’a kayabilir korkusuyla telaş içerisine girmeleridir.  Ahmet Türk, Nevruz kutlamaları konuşmasında, “Hiçbir Kürdün bizden başkasına oy verme hakkı yoktur” diyerek içinde bulundukları korkuyu dile getirmiştir.  Aslında bu telaşın sebebi, yıllardır Kürtlerin adına yaptıkları siyaset maskesinin düşmesidir.  Kendileri çok iyi biliyor ki Kürt milleti HÜDA PAR’ı kendi kimliğiyle tanısa, akın akın onlara yönelecektir.  Yıllardır HÜDA PAR hakkında yaptıkları kara propagandaların koca bir yalan olduğu anlaşıldığında milyonlarca Kürt seçmen HÜDA PAR’dan yana oy kullanacağını biliyorlar.

Evet, HDP’nin  korkuları artıyor. Zira Kürtler hakkındaki tutarsızlıkları her geçen gün daha da anlaşılıyor. Kürtler şu anda kendilerini asimile etmeye çalışan CHP’ye peşkeş çeken HDP siyasetini sorguluyor.  Şu an CHP’yle birlikte yayınladıkları deklarasyonda Kürtlerle ilgili ve Müslümanlıkla ilgili bir tek vaatleri yok. Daha çok farklı etnik kesimlerden çıkan Geylere… Lezbiyenlere… Homolara vaatleri var. Bunu gören Kürt halkı,  “Hele dur neler oluyor” noktasına gelmiş. Zaten yıllardır paslaştıkları ve aynı noktada buluştukları CHP’yle aynı argümanları kullanıyorlar. Türk Kemalistlerde “Din dersi zorunlu olmaktan çıksın” diyor.  HDP’de “Din dersi zorunlu olmaktan çıksın” diyor.  

Sonuç olarak; HÜDA PAR  malum kesimin  kuyruğuna bastığı için avaz avaz bağırıyorlar. Milliyetçilik ve laiklik maskelerini düşüren HÜDA’ PAR’ın yükselişi onları çıldırtıyor. Onları bir araya getiren ifsat noktalarını deşifre eden HÜDA PAR’ın “öze dönüş” söylemleri onları çıldırtıyor. Evet, HÜDA PAR’ın halk tarafından her geçen gün daha da anlaşılması ve teveccüh görmesi onları çıldırtıyor.