Heyet olarak deprem bölgeleri olan Kahramanmaraş’ı,  Gaziantep’i, Nurdağı ilçesini, farklı ilçeleri gezdik. Hatta oradaki bazı köylere kadar indik. Çok acı dramlara şahit olduk. Özellikle ailece ölen insanların yok oluş hikâyelerini uzun uzun dinledik. Vefat edenlerle ilgili bir an empati kurdum. Binlerce insandan biri ben de olabilirdim. Ve vefat edenler arasında sadece bir sayı olmak…  Ateş düştüğü yeri yakar misali en yakınlarımız üzülecekler fakat ellerinden bir şey gelmezdi. Tıpkı çaresizlik içerisinde izlediğimiz tablolar gibi. Giden binlerce insan gibi Rabbimizle baş başa kalacağız. Tıpkı enkazdan günler sonra çıkanların anlattıkları gibi; “Sadece Rabbimizden yardım diledik.” 

Bizler ise hayattayız ve depremin bize anlattıklarına odaklanalım. Deprem bize neyi anlatıyor? Ölümün her an bize gelebileceğini ve güvenli evlerimizde yatarken bile her an gidebileceğimizi anlatmıyor mu? Tatlı uykumuza dalarken gecenin bize ne getireceğini bilmediğimizi anlatmıyor mu? Deprem, Mutlak Kadir’in ve Mutlak Hâkim’in kim olduğunu bize anlatmıyor mu? Bir dakika içerisinde bizleri yerle bir edebileceğini anlatmıyor mu?

Peki, gereken dersi almış mıyız? Her şeyi fay hatlarına bağlamak, her şeyi müteahhitlerin çürük binalarına yığmak ne kadar doğrudur? Elbette bunları sorgulayacağız. Sebepleri irdeleyeceğiz. Fakat “Külli iradeyi” ıskaladığımızda gerçek yörüngemizi bulamayacağız. Bahsettiğimiz müteahhitler ve insan hayatını hiçe sayan kişilerin yapmış oldukları fiili Allah’tan uzaklaşma olarak değerlendirmemiz gerekmez mi? İmani değerlerin kalmadığı şahısların, menfaatleri her şeyin üzerinde tutarak sahtekârlığa yöneldiğini bilmemiz gerekmez mi?

Maalesef Müslümanlar olarak başımıza gelen deprem musibetinin gündemini yönetemiyoruz.   Gündemimizi başkaları yönetiyor. Tıpkı deprem afetinde can kurtarırken “Allah-u Ekber” diyen fedailerin sözlerini tahammül etmeyen zındıkların sesi gibi.  Açık açık “Allah” lafzına tahammül edemeyen bu zındıklara karşı fazlasıyla ses çıkarmak gerekir.  

Peki, insanlık olarak bundan ders alabildik mi? Yüce Allah’ın kudretini gösteren zerre büyüklüğünde bir mikroba karşı tüm dünyanın aciz kalışından ders alabildik mi? Hayır… Şimdide bir dakikalık depremle gerçek Hâkimin kim olduğunu bize gösteren Yüce Rabbimize dönme zamanı. Ona karşı isyan eden seviyesizlere karşı hep beraber “Allah-u Ekber” deme zamanı. Sesimizi yükselterek Allah-u Ekber, Allah-u Ekber, Allah-u Ekber…