Bir aslan bir kediyi sıkıştırmış. Kedide kendi sahibi olarak gördüğü kişinin yardıma koşmasını umut ediyor. Fakat sahibi sadece kendisini izliyor. Bu durum tamamıyla kedinin sahibine olan güvenini yitirmiş…

Tıpkı bir aslan gibi Putin Rusya’sı Zelensky’i bir kedi gibi sıkıştırmış. Zelensky’nin tek umudu NATO’ydu. Fakat NATO’nun açıklamaları Zelensky’i şoke uğratmış. En son İngiltere başbakanı Boris Johnson, “Sizi NATO’ya alamayız “ açıklamasından sonra Zelensky son bir hamleyle ABD Kongresine seslenerek  “Size bugün ihtiyacımız var” diyerek çağrıda bulundu.  Fakat bu çağrılarda hiçbir fayda sağlayamadı. Zelensky’nin güvendiği dağlara sadece karlar değil taşlar yağmış. Ve bu durum tüm devletler nazarında NATO’nun ve ABD’nin yardım sözlerinin sadece boş bir kabuk olduğu inancını doğurmuş. Zaten Rusya’yı bu kadar cesaretlendiren faktörlerden birisi de NATO’nun bu görüntüsüdür. Çünkü NATO müttefikleri sağlam bir irade göstermezken, Amerika da bu ortak iradeyi artık sağlayamıyor.

Bu görüntünün oluşmasına zemin hazırlayan faktör; NATO’ya bağlı birçok devlet ortak iradeden kaçınırken en çok göze batan Almanya’nın tavrıydı.  Özellikle Amerika, Rusya’yı bankacılık sistemi dışında bırakırken Almanya bu karara uymayacağını açıkladı. Zaten Rusya’ya karşı yapılacak yaptırımlara Almanya uymazsa bu yaptırımların hiçbir anlamı olmaz. Çünkü Almanya’nın en büyük ticari partneri Rusya’dır. Dolayısıyla en kolay uygulama olan yaptırımlardan kaçan devletler masadaki muhtemel farklı seçeneklerde bir araya gelmeyi olanaksız kılıyor. Almanya gibi devletler ekonomik yaptırımlar konusunda Amerika’yı takip etmezse bu saatten sonra başka seçeneklerde de kimse Amerika’yı takip etmez. Haliyle NATO’yla ilgili ABD kararlarının da bir anlamı olmaz.

Aslında Almanya, Amerika’ya karşı bu tavrıyla Ruslara açık bir şekilde “Biz bu işin içinde yokuz”  mesajını veriyor. Diğer bir ifadeyle, Amerika’nın gazına gelip Rusya’nın karşısında dikilerek kendi ayağına sıkmak istemiyor. Evet, Almanya, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından rahatsız ama Amerika’ya da güvenmiyor. Çünkü Amerika artık hiçbir ortağına güven vermiyor. Ukrayna’yı gaza getirip onu yalnız bırakan ABD’nin güvenilmez yüzü bütün çıplaklığıyla ortaya serilmiştir. ABD’nin ağzına bakan devletler, Ukrayna’nın düştüğü pozisyondan ders alıyorlardır. Ve bu güvensizlik en çok NATO üyelerinde zuhur ediyor. Dolayısıyla ABD öncülüğünde kurulan NATO’nun da hiç bir anlamı ve etkinliği kalmamıştır.

Sonuç olarak; İkinci dünya savaşından sonra yenidünyanın egemen gücü olarak kabul edilen büyük şeytan ABD’nin öncülüğünde kurulan NATO’nun, Rusya -Ukrayna savaşıyla birlikte tarihinin son demleri olduğunu söyleyebiliriz. Bu görüntüden sonra NATO, diğer devletler için anlamsızlaşmıştır. Bunun yanında ABD’nin ittifak sözlerinin de hiçbir kıymeti kalmamıştır. Tüm devletler bundan sonraki adımlarını bu dengeye göre atacaktır. Ukrayna’nın NATO ve ABD’ye güvenerek düştüğü pozisyon herkesin kulağına küpe olacaktır.