Bir “mıh” ne işe yarar?
Bir mıh’ın değeri ne olabilir ki?
Günümüz Türkçesiyle bir çivinin fazla bir ehemmiyeti yok gibidir. Ancak tecrübelerle yoğrulan atalarımız bir mıh’ın değerini çok iyi özetlemişlerdir.
Atasözünde; “bir mıh bir nalı kurtarır, bir nal bir atı kurtarır, bir at bir komutanı kurtarır, bir komutan bir orduyu kurtarır, bir ordu bir milleti kurtarır” demişler.
Bu anlatım mecazdır ve küçük meselelerin veya işlerin büyük işleri etkilediğini temsil eder. Yani yaşadığımız toplum içerisinde yaptığımız işlerin mahiyeti nalbantın çakmış olduğu çivi olsa bile elimizdeki çiviyi sağlam çakmayı tavsiye eder.
Atasözünde belirtildiği gibi, çivi düşerse nal düşer, nal düşerse ayak kırılır at düşer, at düşerse üstündeki komutan düşer, komutan düşerse ordu düşer ve ordu düşerse kocaman bir millet düşer...
Bazen elimizde olan bir çalışmayı küçük ve kıymetsiz görür ama zamanı geldiğinde büyük bir riski ortadan kaldırdığını görür ve o muhitte önem kazanır. Tıpkı bir fabrikanın küçük bir vidası gevşek bırakılıp ihmal edildiğinde gün gelir fabrikanın haftalarca durmasına sebep olduğu gibi…
Bu gerçeklik doğrultusunda şunu söyleyebiliriz ki İslami davayı kendine dert edinen her dava adamı, elindeki en küçük işe en büyük iş mesabesinde değer verir. Zira elimizdeki küçük gördüğümüz işlerin toplamı büyük işleri doğurmaktadır. Küçük kum tanelerinin bir araya gelmesiyle nasıl ki dağlar oluşuyorsa, dava içerisinde her bir ferdin elindeki küçük işler de o münasebette büyük hizmetleri doğurur.
Zaten işlerin büyüklük ve küçüklüğünden ziyade işe değer katan ve ona büyüklük kazandıran, kişinin samimiyet ve ihlasıdır. Bunun yanında ortak bir değere hizmet etmek küçük ve büyük işlerin birbirini tamamlaması nedeniyle aynı konumdadır.
Diğer bir yönüyle, dava çalışmalarında farklı alanlarda hizmet edenin kazandığı sevap, küçüklük ve büyüklükle ilgili değildir. Bu daha çok ortak hizmetle ilgilidir. Bu hizmetler; teşbihte hata olmasın, sevaba ortak şirket gibidir. Ortak, her zerrede ve her işte ortaktır. Küçük işler veya büyük işler olarak tabir edilen alanlarda olmalarının hiçbir önemi yoktur.
Her ne şekilde olursa olsun, ilahi dava için hizmet edenlere ortak sevap verilecektir, Allah’ın izniyle…
Netice olarak; İslami manada şuurlu bir birliktelikle yola devam eden dava fertleri ellerindeki küçük işlerin önemini bilir ve hiç aksatmazlar. Hakkıyla yerine getirilmeyen küçük bir işin çok ağır faturalar doğuracağını bilmeliyiz.
Atasözünde ifade edildiği gibi bir mıh’ın iyi çakılmamasının sonucu bir milleti devirecek kadar bir netice doğurmaya gebeyse, elimizdeki İslami hizmetlerin hakkıyla yapılamaması birçok hizmeti tökezleyecektir. Bu da her dava ferdi için ağır bir sorumluluk demektir. Bu sorumluluk altında kalmak istemeyenler elindeki mıh’ı iyice çakmalıdır.