Sosyal hayatta gündem zamlardır…  Bu ortamdan çok uzak ve dirilerin kabri olarak bilinen Cezaevlerinde bütün mahkûmların ise bu günlerde tek konuştukları şey aftır.  MHP lideri Bahçeli'nin fitilini ateşlediği af yasasının çıkarılması talebi mahkûmların fenomeni konumunda. Şu bir gerçek ki af konusu bir defa gündeme geldi mi, gündemden düşmez. Hele hele AK Parti`nin kendini MHP`ye mahkûm gördüğü bir ortamda gündemden hiç düşemez. Zira önümüzde yerel seçimler vardır.

Genelde Anayasa değişikliklerinde ceza kanununda değişikliğe sebep olan düzenlemeler yapılmışsa, ya da kapsamlı yasa değişikliklerinin ardından af konusu gündeme gelir. Fakat bu sefer Devlet Bahçeli`nin,  Alaaddin Çakıcı`yı ziyaret etmesinden sonra gündemleştirildi. Bahçeli`nin hesapladığı “adli bir af” talebi olarak ortada duruyor.

Diğer taraftan; bir kaç gün önce ilk defa Erdoğan`ın farklı ve “siyasi mahkûm” olarak bilinen kişilere atfeden açıklamasıydı. Hatırlanacağı üzere Erdoğan`ın afla ilgili; İlke şu; devlete karşı işlenenlerde devlet bu yetkiyi kullanabilir, ama şahıslara karşı işlenen olduğunda orada devletin böyle bir af yetkisi kesinlikle yoktur…"Bahçeli ve Erdoğan bir mutabakata varacaksa orta noktayı bulmak zorundalar.

Erdoğan`ın açıklaması üzerine bende diyorum ki; Devlet eğer bir af çıkaracaksa, kendisine karşı yapılan suçları affetme yetkisini kullanmalıdır. Bir başkasının bir başkasına işlediği suçun affedilme yetkisi devlete ait değil, mağdur olan insanlara aittir. Yıllardır bu denge tam tersi işliyor. Bari bu sefer bu hataya düşülmesin.

Bir de suçlu olmadıkları halde cezalandırılan kişiler vardır. Özellikle Ergenekon, FETÖ ve 28 Şubatçıların verdiği kararlar.  Yargıç ideolojik karar vermiştir. Bunların “affedilmesi” değil, bunlardan “özür dilenmesi” gerekir. Maddi ve manevi zararlarının tazmin edilmesi gerekir. Suçsuz olduğunu savunan bir sanığın suçsuzluğu ortadayken “seni affediyorum” demek adaletsizlin en büyüğüdür.

28 Şubat kararlarında olduğu gibi FETÖ mensubu hâkimler verdikleri mahkeme kararları ile hâlâ içeride yatan suçsuz insanlar var. O kararları veren hâkimlerin bazıları kaçtı, bazıları içeride. Bu arada bir sürü yeni yasa çıktı ve birtakım yasalar yürürlükten kalktı. Anayasa değişti, devlet sistemi değişti, devlet başkanı değişti. Şimdi af gündemde ama “siyasi! mağdurlar/mahkumlar” kapsama dışında kalacak denmesi tam bir facia olur.

Umarız Erdoğan`ın “5 yıl, 10 yıl, 15 yıl cezaevinde suçsuz yatan insanlar var” demesinin gereği olarak bir adım atar. Belki af yasasını önce bir çerçeve olarak çıkaracaklardır.  Bu kapsamda kanaatim; Bahçeli ve Erdoğan arasında oluşacak af kapsamı, 10 yıl ve ondan fazla yatmış kişilerle ilgili olacak. Bu da hem adli hem de siyasi mahkûmları kapsayacak. Bununla hem kırmızıçizgi olarak gördükleri FETÖ, hem de MHP`nin hassas noktası olan çözüm süreci sonrası yakalanan PKK üyelerinin dışarı çıkmaması dengelenecek. Cezaevi doluluk oranının dengeleyecek bir çıkış ve ikili arsında bir dengeleme olabilir.

Abdullah KAVAN