28 Şubat dedik, post modern darbe dedik, çöreklenmiş illegal oluşumlar dedik, onu dedik bunu dedik. Bugüne kadar iktidarda olanların muktedir olamadıklarını belirtip bu işin içinden hep sıyrılıp çıktık. Yabancı el dedik, dış mihrak dedik, derin güç dedik... Peki ya bugün, koskoca generallerin içeri tıkıldığı, istihbaratçıların tıpış tıpış ifadeye gittiği, rütbelilerin korkudan soluğu Belarus`ta aldığı, kısacası iktidardakilerin muktedir olduğu bir zaman ve zeminde bulunmuyor muyuz? Bütün bunları önemsiyor ve olumlu buluyorum, ancak bunların yanında özellikle bir kısım dinî ve İslamî hassasiyet sahibi insanların başına gelenlere de bir anlam veremiyorum. Bu olanlar da neyin nesi oluyor? Ortada hiçbir şiddet emaresi yokken gün geçmiyor ki haberlerde bir baskı ve baskın haberini duymuyor olmayalım. Bir başörtüsü mağduriyeti… Bir cezaevi görüş rezaleti… Bir okul sürgünü trajikomedisi…

Bu uygulamaların hangisi 28 Şubat uygulamalarının aynısı değildir. Sokak sokak gezip ‘kız çocuklarınızı okula gönderin` dediniz, olmadı, göndermeyenleri para cezasına çarptırdınız. Müslüman halk başörtüsü kaygısı ve diğer darwinî hezeyanlardan dolayı bu okul işine hep mesafeli oldu. Ancak iç hukuk ve evrensel İnsani haklar nüanslarıyla ve iktidarın da referansıyla bir noktada göndermede ikna oldu. Fakat gel gör ki bu kez bu Müslümanlar husumet, sürgün, tecrit, gözaltı, taciz ve fişlemelerle taltif(!) edildi. Çağdaşlık böyle mi olur? Evrensel hukuk bu mudur? Bu 28 Şubat uygulamalarını hatırlatan birkaç ‘memur efendi`ye niye kimse bir şey diyemiyor? 80 yıldır hep başkasının anası ağladı, okul, cezaevi ve devlet kapılarında. Azıcık da olsa şu ayak diretenlere de dokunulmayacak mı? Şu başörtüsüyle cinayeti aynı kefeye koyan, eğitimin milli bir hak olup kimsenin babasının tapusu olmadığını anlamak istemeyen sözüm ona eğitimcilere bir “ders” verilmeyecek mi?

Bütün aramalardan geçmiş, güvenlik için gereken bütün kolaylığı sağlamış, bayan gardiyana hiçbir zorluk çıkarmayıp medenice davranan Rümeysa kardeşimizin karşılaştığı olay da o çağdaşlığın bir tezahürü değil mi? Be adam! İffet ve hayâsından mestüre olduğunu beyan eden ve bayan me`mure hanıma bütün kolaylığı sağlayan, bununla beraber 18 yıldır mahpus babası için gönlü bir şekilde buruk ve hüzünlü olan bu genç bayana yaptığın bu kabalığı beğendin mi şimdi? Yazık oluyor gerçekten! Şu toplum içerisinde ödüllendirilmesi gereken insanlar itilip kakılıyor, hor görülüyor. Örtüleriyle iffetin simgesi oldular. Ahlakî yozlaşmanın ayyuka çıktığı bu zamanda tercihini toplumun ifsadı için değil, ıslahı için bu şekilde kullanan Meryemîleri tebrik etmek gerekiyor. Hele hele ruhsatı kullanabilecekleri yerde azimeti tercih etmeleri ayrı bir onurdur. Bu hukuksuzluğu yapanlar da yasal zeminde bunun hesabını vermelidirler.

El-Kaide operasyonları
Dikkatlerden kaçmayan bir başka konu da şu El-Kaide operasyonlarıdır. Her gün gözaltı ve tutuklamalar… Mesele, geçmişte ABD büyükelçisinin geçtiği kriptolardaki gibiyse, o zaman kimse darbeci dönemin külliyen bittiğinden bahsetmesin. O belgelere göre bu operasyonlardaki amaç, İslami muhalefeti sindirmekmiş. O zaman İslamî olmayanlar İslamî muhalefeti sindirmek istemişler de bugün kimler devletin gücünü kullanarak İslamî muhalefeti susturma operasyonlarındadır, üzerinde düşünülmesi gerekiyor kanaatindeyim.

Wikileaks belgelerinde ABD`nin Ankara Büyükelçiliğinden 27 Ocak 2010 tarihinde “Gizli” ibareli gönderilen kriptoda o günlerde polisin yürüttüğü El Kaide operasyonlarıyla ilgili bilgi geçiliyor. Dönemin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey tarafından yazılan bilgi notunda Türk Polisinden aldığı bilgiyi paylaşıyor. Polis ve diğer güvenlik teşkilatlarının tutuklanan kişilerin El Kaide ile irtibatlı ve iltisaklı olmadıklarını bildiklerini, tutuklamalardaki El Kaide tabirinin, örgütle irtibatlı olup olmadıklarına bakılmaksızın İslami radikallerin yakalanmasında hem polis hem de basın tarafından kullanıldığını belirtmekte. Büyükelçi Jeffrey tutuklamaların önleyici amaçlı olduğu değerlendirmesinde bulunmaktaydı. Bilmiyorum söylenecek başka bir şey var mı?

Azimeti tercih edenlere selam olsun. Müslümanlara ve insanlığa eziyeti reva görenlere de Allah akıl, fikir, hidayet versin veya dilediği gibi yapsın! diyorum.Selam ve dua ile…