Bizi sahil-i selamete ulaştıracak vasıflara sarılmaktan başka çaremiz yok. Empati yapmaktan başka, bizi “insan” yapacak daha önemli bir değer de yoktur.

Zulme uğrayanların yanında olmak, açlık çeken insanların dertlerine derttaş olmak, dert ve keder sahibi vatandaşlarımızın sorunlarına derman olmak… Bu hasletler hem bizi hem de bütün insanlığı kurtaracak özelliklerdir. Komşusu açken tok yatmamak, kendine istediği güzellikleri çevresine de istemek… Gerçekten insanlığımızın olmazsa olmaz değerleri işte bunlardır!

‘Biri yer, biri bakar; kıyamet ondan kopar’ atasözünde işaret edildiği gibi, toplumda görülen aşırı dengesizlikler hayra alamet olmasa gerek.

Örneğin, sosyal medyadaki paylaşımlardan anlaşıldığı üzere, yılbaşı gecesi sahne alacak şarkıcıların ücretleri israfın ve fütursuzluğun açık bir göstergesidir! Bir gecelik eğlence için davet edilen şarkıcılara ödenecek ücretler, 3 milyon, 10 milyon, hatta 20 milyon lira gibi astronomik rakamlarla ifade ediliyor.

Ülkede milyonlarca insan ekonomik zorluklarla mücadele ederken, hemen yanı başımızda Gazze’de insanlar açlıkla pençeleşirken, yılbaşı gecesi sahne alacak şarkıcılara ödenen/ödenecek bu astronomik rakamlar gerçekten vicdanları yaralıyor.

Dahası, vatandaşlarımızın asgari ücretle mücadelesi ortadayken, emek sarf eden çalışanların sırtından kazanılan paraların bu kadar sorumsuzca harcanması asla kabul edilemez! Herkesin, toplumsal duyarlılığı unutmadan hareket etmesi ve bu gelir uçurumuna karşı bir duruş sergilemesi gerekiyor.

Bu ülkenin gerçek kahramanları, alın teriyle evine ekmek götürmeye çalışan insanlardır! Onların sorunları çözülmeden, eğlence ve sanat adı altında saçılan milyonlar, sosyal adaletsizliğin vardığı boyutu açıkça gözler önüne seriyor.

Bu tür harcamalara öncelik veren bir anlayış, toplumsal adalet ve hassasiyetle asla bağdaşmaz. Asgari ücretliye belirlenen aylık maaş 22 bin 104 TL iken, yılbaşı etkinlikleri kapsamında sadece bir gecede harcanacak milyonların hesabı belki bu dünyada sorulmaz ama inanıyorum ki öte dünyada karşılığı bir hayli ağır olacaktır!

Yoksulluk nedeniyle ailesini geçindiremeyip buhranlara girenlerden, kış aylarında derme çatma barakalarda hayat mücadelesi verenlere kadar birçok insanın durumu, üzerinde düşünülmesi gereken sorunlar değil mi?

Yılbaşı ile ilgili hazırlıklar bizi, yani Müslümanları ilgilendirmiyor! Bırakın Hristiyanlar kendi adetlerini kendileri ihya etmeye çalışsın. Biz, kendi içimizdeki sosyal adaletin tesisi için nasıl bir paylaşım, empati ve diğergamlık oluşturabileceğimizi düşünelim ve buna odaklanalım.

Evet, sahil-i selamete ulaşmak için gerçekten empati yapmaktan başka yolumuz yok! Bunu böyle bilelim!

Özümüze dönelim, kendimize gelelim!