Gündem çok yönlü yoğun. İşgalci israil ile Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşması, Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’la ilgili önerisi, CHP’nin kreşlerle ilgili dikkatlerden kaçırmaya çalıştığı ifsat projeleri, Türkiye’nin bir siyonistin katili diye 3 Özbek asıllı Müslümanı israil işbirlikçisi Birleşik Arap Emirlikleri'ne teslim ettiğine dair iddialar… Ve tabi ki yürek yakan ve halen devam eden katil israilin Gazze’deki mazlumlara yönelik saldırıları… Bunların her biri hepimizi, herkesi ilgilendiren önemli konular.
Bunlarla ilgili tartışmalar, müzakereler ayyuka çıkmışken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da apayrı bir gündemi var; ‘Vur patlasın, çal oynasın organizasyonları!’
Hem içimizde hem çevremizde yas tutmayı gerektirecek o kadar olay yaşanıyorken tüm imkanları zevk ve eğlenceye kullanmanın var mı bir izahı gerçekten insan merak ediyor!
Baksanıza ne Narin kızımızın vahşice katledilmesi ne Sıla bebeğimizin alçakça istismara uğramasından sonra can vermesi ne barakada yoksulluktan yangında yanan 5 evladımız ne biberonuna tiner konulan masum meleğin canice katledilmesi ne Yenidoğan Çetesi’nin işlediği kan donduran bebek cinayetleri ne de bir caninin bütün bir ailesini katliamdan geçirmesi, eğelence ve dansçı tayfayı durdurabildi.
Ahlaksızlıkta sınır tanımayanların filmler üzerinden Din-i Mübin-i İslam’a yaptıkları saldırılar da aslında uygulamaya konulan büyük senaryonun bir parçası.
Kültür ve Turizm Bakanlığı marifetiyle sahnelenen rezaletler, belediyelerin büyük bütçelerle sergiledikleri ahlaksızlıklar… Bütün bunların hepsi aynı amaca hizmet ediyor.
Siyasi rant heyulasıyla tabir yerindeyse mahallede kimse kalmadı! Şu an son hız kimi Bakanlıkların CHP’ye çalıştığını söylesek, abartmış olmayız!
Gündüz programları marifetiyle en ahlaksız konuları sıradanlaştıranlardan tutun ‘Arka Sokaklar’ yoluyla ‘okçuları arkadan hançerleyenler’in hepsinin de ‘bu mahalleye dadanmış tanıdıklar’ olması sizce de ilginç değil mi?!
Sayın Cumhurbaşkanının da normal vatandaşlar gibi durumdan sadece şikâyet ediyor olması ise bütün bu olup bitenlerden çok daha ilginç gerçekten!
Sosyal medyada orada burada o kadar şikâyete rağmen ‘Arka Sokaklar’daki rezaleti engellemek yerine o şeni’ sahneler yayınlandıktan bir iki gün sonra kalkıp konuya tepki göstermek, gerçekten bana çok garip geldi.
Mesela 7 Aralık’ta Şırnak’ta start alacak olan ‘Anadolu Opera ve Bale Festivali’nin bu hengamede nasıl bir faydası olacak, insan gerçekten merak ediyor! Şırnak gibi bir ilimizin Bale’ye ihtiyacı mı var?!
Mimsiz medeniyetin dayattığı ve inanç değerlerimizle tersleşen dans ve oyunları pazarlamaya çalışmak, kendi kadim değerlerimize sırt çevirmek anlamına gelir ki bunu sürdürmek kültür emperyalizmine zemin hazırlamaktan başkası değildir.
Çok çeşitliliği Opera ile değil, halkın ortak değerlerini yansıtan tiyatral çalışmalarla ortaya koyun! Bırakın artık yabanilere özentiyi!
İnanın Batı’nın arkasına düşenlerin akibeti berbat olur. Bunlara özenerek şu an aileler dağıldı, toplum ifsat olmakla karşı karşıya kaldı!
Bu özlem ve özenti sonucunda aileye düşman bir nesil peyda oldu. Evliliğe teşvik, onların ahlaksız evlilik dışı ilişkilerine engel diye kimyalarını bozdu.
Kesinlikle bu değirmene su taşımanın vebali de sorumluluğu da ağır olur!
Benden söylemesi!