Siyonistlerin Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırıları sürüyor. ABD’nin seçim sonuçlarının savaşı ne kadar ve ne şekil etkileyeceği daha belli değil.

Amerika’nın seçilen yeni Başkanı Donald Trump tüccar kafalı biri. Bölgedeki savaşın biraz da onların ekonomilerini nasıl etkileyeceğine bakacağı muhakkaktır.

Siyonist israile harcayacağı paranın kaynağını yine bölge ülkelerinden gasp edebilse, savaşın durmasının onun için pek de önemi olmaz, durdurmayabilir de.

Genel itibariyle Müslüman kanı dökmede onlar için sorun yok; ta ki savaşın ve kargaşanın canlarına ve mallarına zarar vereceği bir seviyeye ulaştığını görene kadar.

Trump, savaşları durduracağını söylemişti, ama aynı zamanda katil Netanyahu’ya destek çıkacağını da ifade etmişti. Ancak Rusya-Ukrayna savaşını durdurabilir.

Trump’ın damadının bir Yahudi olduğu ve geçen seferki Trump yönetimi döneminde onun israil işgal rejimine destek konusunda çok etkili olduğu herkesin malumudur.

Kudüs, onların döneminde sözde israil devleteninin sözde başkenti yapılmıştı. israile desteklerinin aynı zamanda ABD’deki güçlü siyonist lobinin çalışmalarından da kaynaklandığı biliniyor.

ABD’deki Müslümanların bu seçimlerdeki desteği genel itibariyle Trump’tan yana olmuştur. Joe Biden’in siyonistlere açık ve küstahça desteği tüm vicdan sahiplerini rahatsız ettiği gibi oradaki Müslümanları da böyle bir tercihe zorlamıştır.

Müslümanlar birlik ve beraberlik olmadıkları ve şu zalimlere karşı uluslararası bir güç hazırlamadıkları/oluşturmadıkları müddetçe yağmurdan kaçanın doluya yakalanması misalindekinin hali gibi sığınmaya çalıştıkları herbir zalimden sadece azar ve azap alırlar.

Günlerdir ABD’deki seçimlere ve oradaki seçilenin Gazze meselesine nasıl yaklaşacağı konusuna kilitlenen milyonların, kendi içlerinden çıkaracakları bir güçten ümitsiz gibi durmaları gerçekten kahredici bir durumdur.

Türkiye’nin, İran’ın, Mısır’ın, Suudi’nin ve diğer İslam beldelerinin yekvücut olarak israil barbarlığıyla ilgili sadra şifa bir programlarının olmaması zillet boyutunun vardığı boyutu gözler önüne sermektedir.

İmdat haykırışlarının Batı’ya yönelik olması gerçekten büyük bir utanç sebebi olmalıdır. Oysaki onların kimseyi kurtaracak bir dertleri de amaçları da yoktur. Onlar, kapılarında dilendikçe yeni kölelik teklifleriyle karşılık veriyorlar ve öyle de devam edeceklerdir.

Ümmet bir olmalı, Müslümanlar bir araya gelmeli. Türkiye, İran ve Mısır birlikte hareket etmenin yollarını zorlamalıdır. E gelmiyorlar! deyip durmayın! Başka çare yok, ha! Yaptıkları savaşlarda birbirinden milyonlarcayı öldüren elin gavurları bir araya gelmiş işte!

Kesinlikle doğan bir gücün etrafında küçük devletlerin toplanması çok daha büyük bir olasılıktır. Yeterki bu gücün oluşturulması için sorumluluk hatırlansın ve adım atılsın!

Rabbim kolaylaştırsın!