Sıla bebek bir aylık yoğun bakımdaki yatışından sonra vefat etti. Sıla, Tekirdağ’da iddialara göre bir annenin, üvey babanın ve komşu çocuklarının da içinde olduğu bir saldırgan güruhun hedefi oldu.

İki yaşındaki Sıla bebek işkence, şiddet ve cinsel saldırıya uğradı. Ahlaksızlık ve sadistlikte varılan bu aşama gerçekten kan dondurucu!

Alkol ve diğer madde bağımlılıklarının, fuhşiyatın, ahlaksızlığın insanı nasıl da onursuzlaştırdığını, anne-baba da olsa terbiyeden yoksun yaratıkları nasıl da hayvanlaştırdığını bu örnek üzerinden çok açık görebilmekteyiz.

Sıla bebeğin hakkı ahlak sahibi bütün insanların vicdanında korunurken bu türden barbarlığa ve namussuzluğa götüren sebeplerin gözardı edilmesi büyük bir gafletin ve eğer bilinçli yapılıyorsa büyük bir hiyanetin neticesi olsa gerek.

İnsanı insanlıktan çıkaran bütün bağımlılıklarla mücadele topyekûn olmalıdır. Devletin yanında sivil toplum kuruluşları, aileler, anne-babalar bu mücadelenin birer parçası olmalıdır.

Alkol ve ahlaksızlığın götürdüğü canların haddi hesabı yokken sebepler silsilesini görmezden gelmek akılsızlıktır, cehalettir, cinayettir!

Alkol, madde bağımlılığı, teknolojik tapınma; bireyleri, aileyi ve nihayetinde toplumu ifsat ediyor. Sonuçları konuşurken sebepler konusunda ‘sağır sultanlar’ı oynamak kesinlikle sorunu daha da içinden çıkılmaz kılacaktır.

Sebepleri konuşanları mahkum etmeye çalışmak kesinlikle şeytanlıktır ve dolaylı da olsa cinayetlere ortaklık olarak değerlendirilmelidir.

Batıcı eğitim sisteminin ve onların batası değerlerinin topluma ‘armağan’ ettiği satanistlik, çıplaklık, ayyaşlık ve cinsiyetsizlik her tarafta kaos ve buhran oluşturmaktan başka bir işe yaramadı, yaramıyor.

Sanat ve festival adı altında her türlü rezalete ve şiddete kapı aralayanlara finansal destek sağlanırken, ailelere ve gençlere İslami yaşantıyı tavsiye edenlere ise soruşturmaların açılması ayrıca çok ayrı bir rezalet ve hukuksuzluktur!

Ebubekir Sofuoğlu Hoca’nın, bir katilin, bir kızın kafasını keserek surlardan aşağı fırlatması üzerine sebeplerle ilgili yaptığı yorumun soruşturmaya konu olması gerçekten hukuk ve yargı içindeki kimi yetkinlerin hangi tarafta durduklarının açık göstergesi olmuştur.

Sofuoğlu Hoca, söz konusu olayla ilgili üzüntülerini ifade ettikten sonra; "Eğer bu kızcağız İslam hassasiyeti ile yetiştirilmiş olsaydı, kendisine namahrem olan bu katille hiç tanışmayacaktı bile ve şu an hayattaydı" tespitinde bulundu diye soruşturmaya tabi tutulması büyük bir hukuksal skandaldır.

İşte asıl sorun ve cürüm buradadır! Batıcı akıl ve düşman zihniyet sebepleri konuşmayı yasaklamış olmakla aslında kaos ve keşmekeşliğin devam etmesini murat etmektedir.

Kesinlikle sebepler konuşulmadan ve sebeplerin üzerine gidilerek bataklık kurutulmadan ne bu çirkin kokudan ne de lanet olası ısırdıkça ısıran kan emici bu semirgin sineklerden kurtuluş mümkün olamayacaktır.