Siyonistlerin Filistin’de, Gazze’de vahşetleri devam ediyor. Günlerdir siyonistlerin işbirlikçilerinin bölgemizde sürdürdükleri iftira kampanyası gittikçe daha tehlikeli bir hal almaya başladı.
Küçük, nazenin Narin üzerinden yaptıkları alçakça saldırı her geçen gün başka bir alana taşıttırılıyor.
PKK/DEM ve Türk Solu’nun yaptıkları katliamları görmezden gelerek Hizbullah’a ve oradan da HÜDA PAR’a yapılan saldırının amacı gittikçe daha ayan beyan ortaya çıkıyor.
Tavşantepe köylülerinin özellikle silme DEM’i desteklememelerinin hıncını almaya çalışıyorlar.
DEM, PKK’nin tehdit ve tazyikiyle genelde mazlum Kürt köylerinin temayülünü etkiledikleri bilinen bir gerçek. Ancak bunu Tavşantepe’de yapamadıkları biliniyor. Her ne kadar oyları yüksekse de süpürme oy almadıkları bir köy Tavşantepe köyü.
Narin’in uğradığı cinayet daha tam aydınlatılamadı, ancak son Tekirdağ’da yaşanan vahşet ne hikmetse görmezden geliniyor.
İki yaşındaki Sıla bebek, iddiaya göre annenin de dahliyle üvey baba denen bir alçak ve başka da ahlaksız-soysuzların tecavüzüne uğruyor ve Sıla bebek yoğun bakımda hala can çekişiyor. Fakat bütün bu olanlar için kötülük şürekaları sus pus, olayla ilgili bişey söyledikleri pek yok.
Sıla bebeğin annesi pavyon çalışanıymış, alkollü vs. görüntüleri de basına yansıdı. Şimdi bu canice cinayeti görmezden mi geleceğiz? Günlerdir Narin üzerinden olayı hiç alakası olmayan kişilere bağlayarak tehditler savuranlar, Sıla bebek için niye aynı tepkiyi vermiyor, merak konusu gerçekten.
Narin de Sıla bebek de masum ve her ikisi de öyle görülüyor ki millete dayatılan bir ahlaksızlığın doğurduğu cinnete, vahşete kurban oldular. Narin’i kaybettik, ama dileğimiz o ki Sıla bebek selamet bulur da hayata tutunur.
Mazlum Narin olayını ortaya atarak anayasayı, anayasanın ilk dört maddesini ağızlarına sakız edenlere HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu gereken cevabı verdi, veriyor; ama hakikate düşman olanlar bütün bunlara kör-sağır kesiliyor.
HÜDA PAR, İstiklal Marşına karşıymış. Biliyorum tebessüm edeceksiniz, bu söyleyeceklerime! Ama Allah aşkına Zekeriya Yapıcıoğlu mu, Özgür Özel mi Mehmet Akif’e çok benziyor? Simalarıyla, konuşmalarıyla, duruşlarıyla, meselelere yaklaşımlarıyla, hangisi daha çok benziyor? ‘Hakkıdır Hakk’a tapan istiklal’ı hangisi kendine yol haritası diye belirlemiş? Azıcık irdelendiğinde benzerlik ve farkı görmemek mümkün değil!
Mehmet Akif Ersoy’un Safahat’ı ile HÜDA PAR’ın parti programını karşılaştırın ve ondan sonra Safahat ile CHP’nin parti programını veya açıklamalarını karşılaştırın CHP zihniyetinin Mehmet Akif Ersoy’a ve onun söylemlerine ne kadar karşı olduklarını çok açık göreceksiniz.
Onun için İstiklal Marşına karşı olan Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu ve partisi olamaz! Olsa olsa buna karşı olanlar Özgür Özel ve partisi CHP ile ortakları DEM ve PKK olur.
Baksanıza, Sayın Hulusi Akar normal bir konuşmasında Allah korkusundan ve kuldan utanmaktan söz etti diye kıyameti koparıyorlar. Hulusi Akar, eğitimin amacı ne? Eğitim bilgi değil arkadaşlar. Bilgi üniversitede oluyor. Bilgi meslekte oluyor. Eğitimin amacı bir, Allah korkusu, iki kuldan utanma olmalı. Yoksa şimdi gördüğünüz tablo; bu sefer ateistle mi uğraşacaksınız, deistle mi uğraşacaksınız, LGBT ile mi uğraşacaksınız, uyuşturucu ile mi uğraşacaksınız, şaşırırsınız’ mealinde konuştu diye CHP’li Özgür Özel dahil bütün şürekaları saldırdı.
Cümlede Allah korkusu, utanma duygusu, sapkınların tehlikesi vurgusu var diye tek bir ağızdan saldırdılar.
Kesinlikle bunların dertleri Cumhuriyet değil, bunların dertleri İstiklal Marşı değil! Bunların derdi İslam’la, Kur’an’la, Kur’anî değerlerle! Bunların derdi Narin’in elifbası, HÜDA PAR’ın manevi değerlere karşı duyduğu hassasiyetle! Bunların dertleri Tavşantepe’de fitne çadırını kurdurtmayanlarla! Allah onlara fırsat vermesin!