Diyarbakır’ın Tavşantepe köyünde gerçekleşen vahşi cinayet üzerinden günlerdir bir fitne kazanı kaynatılıyor.

Bu fitne fesadı yapanlar görünürde PKK ve DEM çevreleri ve tabiki onların candan ortakları kuru kafalı bir kısım Kemalistler.

Alçakça katledilen küçük Narin’in üzerinden siyaset yapmaya çalışıyorlar ve yalanlarla İslami kesimi ve özellikle de HÜDA PAR’ı lekelemeye çalışıyorlar.

Oysaki küçük Narin o gün camiye Kur’an dersine gitmişti. Camiden döndükten sonra hain bir planın veya ani gelişen alçakça bir saldırının kurbanı olmuştu.

Narin’i çuvalın içine atan alçak katiller, delilleri yok etmek için Narin’in başörtüsünü, çantasını ve elifbasını/cüzünü de çuvalın içine atmıştı. Yani Narin, bir Kur’an öğrencisiydi.

Boğulmak suretiyle şehadete kavuşan cennet meleği Narin’in ölüm şekli bütün bir Müslüman ahalinin ve dahası vicdan sahibi herkesin yüreğini yakmıştı.

Herkes önce kaybolan Narin’in sağ-salim bulunması ve sonrasında da Narin’e kıyanların bulunması için uğraş verirken özellikle Kürtlerin içinden çıkmış ve beyinlerini siyonizme bedavaya kiralayan bir zümrenin ürettiği yalan ve iftiralarla ahali şoke oluyordu.

Bunların dertleri farklıydı. Kürdistan’ın dört bir tarafında sıkışan PKK ve onun Türkiye’deki uzantısı DEM; ısrarla Kürtlerin aile yapısına, İslami değerlere, Kur’an’a, camiye ve ahlaksızlığı önlemede özel çabası olan HÜDA PAR’a saldırıyordu.

İnsanlar Narin’i aramaya koyulmuşlarken onların elebaşları Duran Kalkan ve KCK’da Cemil Bayık’a eşBaşkan olan Bese Hozat Müslüman Kürt halkına ateş püskürüyorlardı.

Dertleri başkaydı. Narin’in nazenin bedenini kullanarak sokaklara döküldükten sonra halkı galeyana getirerek yeni 6-8 Ekimler oluşturmanın heyulasındaydılar.

Bunlar çok hain ve kalleştirler. 6-8 Ekim’de Diyarbakır’daki, Mardin’deki, Van’daki Kürtlerin Kobani’nin düşmesiyle nasıl bir alakaları vardı?! Ama ‘Kobani düşüyor!’ diye Doğu illerimizdeki Kürtlerin kanına girdiler. Sokakları savaş alanına çevirerek onlarca parti bürosu, okul ve camiyi yaktılar, yıktılar.

Narin üzerinden yine böyle bir kalkışmayı denediler. Duydum ki şimdi de taziye çadırı açmak istiyorlar. Büyük ihtimal son zamanlarda öldürülen önemli adamları için bu çadırı açacaklar, ama Narin’in ismini kullanacaklar.

PKK’nin öldürdüğü binlerce çocuk gerçeği ortada dururken bunların şu anki kalkışmalarla aslında niyetlerinin çok kötü olduğunu herkes biliyordur diye düşünüyorum.

Gereken tedbirler alınmazsa şayet, bunlar yine bölgeyi ve dolayısıyla bütün Türkiye’yi büyük bir kaosun içerisine sürükleyecekler.

Böyle bir kaosa ihtiyaç duyuyorlar; çünkü baksanıza günlerdir biz Filistin’de Gazze’de katledilen onlarca çocuğu konuşmaz olduk.

Daha önceki gün siyonist barbarların yine çadır kampına yaptıkları saldırıda 40 kişi can verdi, bir o kadar kişi de yaralandı. Ama bunların yalan ve iftiraları Türkiye’nin gündemini adeta esir almıştır.

Bunlar maşa, bunlar Kürdistan’ın hainleri, bunlar İslam düşmanı, bunlar insanlık düşmanı!

Bunlardan iyiliğin sadır olmasının imkânı yok. Yaptıkları her işin, gerçekleştirdikleri her eylemin mutlaka şeytani bir sebebi vardır.

Fitne kazanını kaynatmaya devam ediyorlar; ama hazırladıkları tuzaklara, ‘kazdıkları çukurlar’a kendileri düşer inşaAllah!