Filistin/Gazze’de vahşet tüm hızıyla devam ederken bu arada HAMAS yeni liderini seçti. Yahya Sinvar HAMAS’ın yeni lideri oldu.

Yazımızın başında bu seçimin hayırlara vesile olmasını dileyelim. İnşaallah Filistin ve Gazze’nin kurtuluşu başta olmak üzere siyonist israilin vahşetinin durmasına büyük katkısı olur bu yeni liderliğin.

Konuyla ilgili çok yorum yapıldı. HAMAS’ın, siyasi yönü değil, daha fazla askeri yönü ön plana çıkardığına dair yorumlar yapanlar olduğu gibi, Sinvar’ın siyasi yönünün de iyi olduğu ve diplomasiyi de iyi yapacağına dair de yorumlar yapanlar az değil.

İlk başta şunu ifade etmek gerekir ki; HAMAS demek İhvan demektir. Geçmişi tecrübelerle dolu böylesi bir hareketin bunu istişaresiz yapacağı düşünülemez. Sinvar’ın seçilmesi mutlaka bir istişare sonrası olmuştur ve buna saygı göstermek lazım.

HAMAS şu an yoğun bir mücadele veriyor ve Gazze’deki kahramanlar canlarını, mallarını ortaya koyarak adeta ölüm kalım mücadelesini veriyorlar.

Lideri şehit olmuş bir hareketin istişare yaparken tabi ki bunu gözden ırak tutması düşünülemez. Ateş çemberi içerisindeki halkının kurtuluşu için tek yolun cihad olduğu fikrinin ağır basması kadar normal bir durum olamaz.

Öte tarafta böylesi mücadele dönemlerinde de işin siyasi ve diplomasi yönüne dikkat çekenler var ve bunun zaferin elde edilebilmesi için olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorlar. Bu görüşü savunanlar da haksız değil.

Cihad aslında siyasi ve askeri yönüyle bir bütündür. Çok sefer meydanlarda elde edilen kazanımların masalarda kaybedildiği vâkidir.

Ayrıca bu haklı mücadelenin kesinlikle dünya gündemine aktarılması ve dünya nezdinde taraftar bulması çok önemlidir. Yoksa küçük bir kara toprak parçasında seni boğarlar ve hiç kimse sesini bile duymaz, duyamaz.

Dolayısıyla lider seçiminde işin siyasi yönünü de sağlıklı yürütebilecek olmak önemlidir diye fikir beyan edenler de haksız değiller.

Bu konuda her iki görüşten yola çıkarak bize, saha adamı Sinvar’ın diplomaside de üzerine düşeni yapacağına inanmak düşer. Liderliği hayırlı olsun, hayırlar getirsin!

Şimdi bu tartışmaları yapmaktan çok, vahşi katliamın nasıl durdurulacağı önemli. Buna yoğunlaşmak lazım. İsmail Heniyye’nin şehadetinden sonra İran’dan gelecek operasyonun boyutu ve zamanı tartışılıyor.

Siyonistler bölgeyi tam bir savaşın içine çekmek istiyorlar. Yaptıkları saldırganlıkların hesabı sorulmasa da olmuyor. Burada karar vermek gerçekten öyle kolay görünmüyor.

İsrailin belini kıracak ve baş destekçileri ABD ve diğer batılıları da ürkütecek bir karşılık olmalı. Bu anlamda bölge ülkelerinin desteği çok önemli.

Arap ülkelerinin israile gönderilecek füzelere hava sahalarında müdahale edeceklerine dair haberler işin kahreden boyutu.

Böyle bir zillet ve hıyanetin sorumluluğu ve vebali çok ağırdır. Allah ıslah etsin, hidayet etsin.