Srebrenitsa soykırımı yıl dönümü iki gün önceydi. En az 8 bin 372 Müslüman Boşnak’ın Sırp çetelerce hunharca katledildiği soykırım üzerinden 29 yıl geçti.
İki gün sonra 15 Temmuz darbe girişimi yıl dönümüdür. FETÖ’nün darbe kalkışması üzerinden de 8 yıl geçti. Darbe girişimi neticesinde 300 kişi can verirken 1491 kişi yaralandı.
Dokuz aydan fazladır Filistinlilere yönelik katliamlar gerçekleştiriliyor. Siyonist israil ayrım gözetmeksizin kadın-çocuk demeden Filistin/Gazze halkına yönelik soykırım uyguluyor.
Gazze'ye saldırıların başladığı 7 Ekim'den beri şehit edilen Filistinlilerin sayısının 38 bin 295'e, yaralananların sayısının da 88 bin 241'e çıktığı aktarılıyor.
Önceki gün Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre siyonist israil çetelerinin sadece son 24 saatte Gazze'nin çeşitli bölgelerinde 4 "katliam" gerçekleştirdiği, söz konusu saldırılarda 52 Filistinlinin daha can verdiği, 208 Filistinlinin yaralandığı belirtildi.
Katledilen insan sayısının belirtilen sayıların çok üstünde olduğu ifade ediliyor, çünkü işgalci çeteler ellerindeki maddi imkanlarla binaları yıkıyor ve o enkazların altında kaç kişinin olduğu bilinemiyor. Ayrıca kimi yerlere ulaşımı da engelliyor.
Bombalama ve katliamın yaşandığı yerde açlıktan vefat edenler de var. İki aydan fazladır Gazze’ye yardım araçları giremiyor.
Yıl dönümlerini konuştuğumuz darbe ve soykırım ile ve şu an fiilen devam eden katliamların müsebbibi Batı’dır.
Srebrenitsa’da, BM’nin vicdanına sığınmış mazlumlar, Hollandalı askerlerce Sırp itlerine teslim ediliyorlar ve katliamdan geçiriliyorlar.
FETÖ darbe girişimi arkasındaki gücün Batılı güçler olduğu çok geçmeden anlaşıldı ve Türkiye ağır bir faturayla karşı karşıya kaldı.
Bugün Filistin Gazze’de devam eden katliamların açık destekçileri yine bu kan emici Batılı ülkelerdir.
İngiltere, ABD ve diğer Batılılar; israilli çeteleri korumak için bölgeye uçak filoları yolladılar. Savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana israile yaptıkları silah ve para desteğinin haddi hesabı yoktur.
Bilge insan Aliya İzzetbegoviç’in dediği gibi; “Bunu hiç unutma evlat! Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı; devam edegelen sömürgeciliği, döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.”
Evet, gerçekten Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve birçok darbenin, katliamın arkasında kendileri olmuştur ve olmaya da devam ediyorlar.
2000’li yıllara kadar neredeyse her 10 yılda bir Türkiye’de gerçekleşen darbe ve muhtıraların arkasında da hep onlar olmuştur.
O kadar rahat maşalarını kullanabiliyorlardı ki, Kudüs gecesi düzenlemek, çocukların sahnede ilahi seslendirmeleri veya tesettüre bürünmeleri muhtıralar için yeterli sebep sayılabiliyordu.
Bu sebeplerden dolayı onlara özenenlere, onlar için çalışanlara dikkat kesilelim. Bunlar hıyanet içerisinde o kan emicilere yardakçılık yapmaktan geri durmazlar.
Soykırımcıları da darbecileri de sakın ha unutmayalım. Bir de onların arkasındaki güçleri de tabi. Yoksa yine rahmetli Aliya’nın dediği gibi; “Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı asla unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.”
Kesinlikle bu vahşileri ve bu vahşilerin gerçekleştirdikleri cürümleri unutmayın ki tekrarlanmasın.