Medyanın ve tabi ki siyasetin, Filistin/Gazze konusunu ıskalamaması lazım. Filistin’le ilgili ateşkes haberleri bile rehavete sebebiyet veriyorsa, burada bir tuzak vardır diye düşünülmeli.
Günlerdir Joe Biden’in bir ateşkes önerisi üzerinde konuşuluyor, ama ortada ciddi bir ilerleme yok.
Ya sözü edilen ateşkes taslağı tuzaklar içeriyor ve onun için de HAMAS’ın öngörüleri neticesinde bir sonuç çıkmıyor. Ya da ABD, şımarık siyonistleri ikna etmede zorlanıyor ki ateşkes sağlanamıyor.
ABD bu ateşkes çağrısını da ‘Filistinli çocuklar daha fazla ölmesin’ diye yapmıyor. Kesinlikle ABD, Filistin topraklarındaki savaşın domino etkisi oluşturacağından endişe ediyordur diye bu teklifi sunmuştur. Bu böyle bilinmelidir.
Ateşkes içeriğiyle ilgili HAMAS’ın pür dikkat hareket edeceği konusunda iyi bir güven var. Ancak bu konu konuşulurken öldürülen insanlarla ilgili tepki dozajının düştüğünü müşahede etmek de işin diğer kötü tarafı diye değerlendirmek lazım.
Herkes bilsin ki; şu an ateşin durduğu filan yok. Zorba israil var gücüyle çocuk kadın öldürmeye devam ediyor. Bunun için somut adım atmak ateşkesin çabuklaşmasını sağlayabilir.
HÜDA PAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’nun önceki gün yaptığı basın açıklamasında bahsini ettiği somut adımlar, çok kolaylıkla atılabilir mesela. Somut adım anlamında bunlar değerlendirilebilir.
Filistin topraklarına gidip orada Filistinlileri öldüren Türkiye’deki Siyonistlerle ilgili Meclis’e verdikleri bir kanun teklifi var.
Zaman kaybetmeden bu teklif Genel Kurul’a getirilebilir ve katil Siyonistlerle ilgili somut bir adım atılabilir.
Soykırım suçunu işleyen bir oluşumla ilgili atılması gereken her adım, soykırımcıyı soykırımdan vazgeçirmeye matuf olmalıdır. Aksi takdirde yapılan açıklamaların bir kıymeti harbiyesi olmaz.
İkinci bir husus da ateşkes konusu konuşulurken terör şebekesi israili ‘devlet’ diye tanıyan bütün vicdan ehli ülkeler, ani bir ültimatomla, ‘Tanımaktan vaz geçeceğiz!’ diye ciddi bir tavır değişikliği içerisine girebilirler. En azından ‘Ateşkesi kabul etmezsen, seni tanımaktan vaz geçeriz!’ diye bir şartları olabilir.
Ayrıca ‘İki devletli çözüm’ diyen ülkeler, bu çağrılarında da revizeye gidebilirler. Söz konusu ülkeler; ‘Anlaşılan, Filistin toprakları içerisinde bir işgal gücüne ‘devlet’ statüsü vermek, bölgenin istikrar ve güvenliğine tehdit olacaktır, dolayısıyla doğusuyla-batısıyla, güneyiyle-kuzeyiyle başkenti Kudüs olan bir Filistin devletini tanıyacağız!’ diye, ciddi bir revizyona gidebilirler. En azından, siyonisti ateşkese zorlayacak bir hareketlilik olsun.
Kısacası bunlara benzer girişimler olabilir veya en azından, ‘bu konularda ciddi kararlar arifesindeyiz’ diye açıklamalar gelsin.
Bundan böyle beyanlar, tehditler işe yarasın ve vampirleri daha fazla kan emmekten caydıracak düzeyde hareketlilik olsun.
O zaman görülecek ki siyonist korkaktır, siyonist ürkektir, siyonist zoru görünce arkasına dönüp bakmadan kaçacak kadar ödlektir.