Gazze’deki vahşet ve dram bitmek bilmiyor, ama dünya seyrediyor, insanlık sadece izliyor. Vicdan sahibi tek ülke sadece Güney Afrika mı?
Pratikte, soykırımcı israile karşı cesaretli girişimleri olan Güney Afrika heyetinin Uluslararası Adalet Divanı’ndaki son açıklamaları, diğer insan haklarına duyarlı olduklarını iddia eden ülkeler için örnek teşkil etmelidir.
Ülkenin Lahey Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela, israili işgal ettiği topraklarda Filistinlilere karşı apartheid uygulamakla suçladı ve "İsrail, uluslararası hukuka ve yüzlerce BM kararına açıkça meydan okuyarak ve uluslararası toplumdan gelen tepkilere kulak tıkayarak işgalini sürdürdü. Hakkaniyetli bir çözüme ulaşılmasındaki aşırı gecikme, sonu gelmeyen bir şiddet döngüsüne yol açtı" açıklamasında bulundu.
Vahşete karşı aşırı tepkisizlik ve gerçekten hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği bu denli gecikme, soykırımcılara cesaret vermekten başka bir işe yaramadı, yaramıyor.
Dünyanın en kalabalık insan topluluğunun yaşadığı bir toprak parçasına yapılan her bir hava saldırısı yüzlerce can götürüyor.
Türkiye’nin, Mısır’ın ve diğer İslam ülkelerinin hiçbir mazereti kalmamıştır. Öncelikle şu televizyonların yayın politikalarının değişmesi için gereken hassasiyetin oluşturulması elzemdir.
Yerel seçimlerle ilgili programlar, kesinlikle insanlığın kıyımdan geçirildiğini anlatan programların önüne geçmemelidir.
Televizyonların 24 saat bahsini ettiği partilerin dışındaki partiler de siyaset yapıyor, onlar da aday belirliyor, onlar da liste hazırlıyor, seçim çalışması yapıyor. Televizyonların 24 saat bir iki partinin aday belirlemelerine kilitlenmeleri akıl kârı değildir.
Filan aday oldu, olmayacak veya aday olsa ne olacak diye sarf edilen sözlerin hepsi boştur; çünkü öte tarafta insanlar ölüyor, insanlık can çekişiyor.
Olağanüstü bir durum yokmuş gibi televizyonların bütün zamanı aday listelerine veya adayların boş vaatlerine ayırmaları, bu milletin kıymetli zamanını çalma olarak değerlendirilmelidir.
Bütün yayın organlarının günlük Filistin ve Gazze ile ilgili bir çeteleleri olmalı. Örneğin günlük yapılan programların şu kadarı orada yaşanan vahşetin dikkatlere sunulmasıyla ilgili olmalı diye programlar oluşturulmalıdır. Bu anlamda Rehber TV ve Doğruhaber gazetemizi takdir ediyorum.
Giden canlar geri gelmiyor, katledilen her bir çocuk ve kadının hesabını kim nasıl verecek?! İsrail hiçbir insani sınır tanımıyor, uluslararası hiçbir hukuku takmıyor ve her gün yüzlerce insanı katlediyor. Bundan daha önemli bir gündem maddesi olabilir mi?!
Bütün televizyonların, bütün gazetelerin, bütün internet sitelerinin birincil konusu bu olmayacak da ne olacak?!
Vicdan sahibi herkesin bu asıl gündeme dönüş için yoğun bir uğraşı olmalı! Asıl seçimimizi bu konuda yapmalıyız; insanlık vuruluyor, görmezden gelmeyeceğimize dair tavrımızı ortaya koymalı ve seçimimizi bu yönde yapmalıyız.