Gazze’deki dram yürekleri burkmaya devam ediyor. Oradaki kahramanlar üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getirmeye çalışırlarken dünyadaki vicdan sahibi herkesin sıradan protestoların ötesine geç(e)memeleri insanı kahrediyor.
Bu böyle devam ederse, yıllardır konuştuğumuz işgalin bir başka boyutunu, daha ağırını konuşmaya başlayacağız.
Siyonist elebaşları Gazze’nin güvenliğini de ele geçireceklerinden söz ediyorlar. Bu aslında Gazze’yi tamamen işgal edeceğiz, demektir.
Tam da bu arada Gazze’deki çocuk-kadınların Gazze dışına çıkartılması konuşuluyor. Buna da çok masumane bir çözümmüş gibi bakılıyor.
Bugüne kadar 11 bine yakın insanı gözünü kırpmadan şehid eden bir vahşi yaratığın, alması gereken ceza olmalı.
Kesinlikle oradaki masumları kendi memleketlerinden çıkartmak suretiyle, siyonist işgalcilerin daha da vahşileşmelerini sağlayacak ve tam işgal yolunu açacak sözde çözüm önerilerinden uzak durmak gerekiyor.
İsrail’e dayanışma ziyaretinde bulunurken, ‘Ben bir Yahudi olarak buradayım ve Amerika var oldukça israil’in yanında olacak’ diyen katliam ortağı ABD’nin Dışişleri Bakanı Blinken, şimdi de ziyaret halkasına başka ülkeleri de ekledi, ekliyor.
Bu kapsamda Türkiye’ye de geldi Blinken. Yahudi Blinken’in Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüşmesinde, ateşkese yanaşmadıkları ve rehineleri kurtarmak için bir duraksamaya ihtiyaç duyduklarını ifade ettiği söyleniyor.
‘İnsani duraksama’ dedikleri zaman diliminde rehinelerini de kurtardıktan sonra herhalde niyetlerinde çok daha kapsamlı kimyasal silahlarla Gazze’yi yok etme planları var.
Bu zalimler kendi ortakları olan katliamcı israil’e bir iki laf edeceklerine, bölgedeki ülkeleri gezerek HAMAS’ın elindeki rehinelerini kurtarmak için mekik dokuyorlar. Tabi bunu yaparlarken de Gazze’de binlerce çocuk ve kadın vahşi saldırılarla can vermeye devam ediyor.
Böyle bir çözüme HAMAS’ın evet demesi beklenmiyor herhalde. Dikkat ederseniz, Refah Sınır Kapısı bile su, ilaç ve gıdanın geçişi için değil, Gazze’deki yabancıların tahliyesi için açılıyor. Kesinlikle böylesi adaletsiz bir dünyanın hakkettiği, batmaktır.
BM ve diğer uluslararası kuruluşlar, israil karşısında büyük bir yenilgi içerisinde soykırımı kınamaktan öteye geçmemekteler.
BM’nin denetimindeki yerler bile saldırıya uğradı. Hastaneler tek tek vuruluyor. Şu an Gazze’deki 35 hastanenin yarısından fazlası kullanılamaz hale geldi.
Filistin Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı rakamlara göre, israilli çetelerin bombardımanlarında Gazze'de 4 bin 324'ü çocuk, 2 bin 823'ü de kadın olmak üzere 10 bin 569 kişi şehid edilirken, yaralananların sayısıysa 32 bini geçti.
İsrail adım adım Gazze’yi tam işgal etmeye çalışıyor ve bunun için de katliam yapmaktan çekinmiyor. Katliamlarını arttırarak uluslararası toplumu Gazze’yi boşaltmayı kabul etmeye zorluyor. Kesinlikle tuzaklanan oyunun önüne geçme adına bu zalim işgalciye karşı acilen tavır geliştirilmelidir.
Gazze’li direniş kahramanlarına silah ve diğer imkân desteği sağlanmalıdır. Deniz yoluyla gemiler, zalim ablukayı delik deşik etmelidir. Birkaç İslam ülkesi birlikte böyle bir kararı aldıklarında ne israil’in ne de onun koruyucusu ABD’nin savaşı göze alacak yürekleri olmayacaktır.
Birlikte yapılacak bir başkaldırının karşısında bunların ‘barış’ demekten başka seçenekleri kalmayacaktır.
Onun için ey İslam ülkeleri, artık bırakın boş açıklamaları, birlik olmanın ve şu zalime hakkettiği cezayı vermenin yollarını zorlayın!