Mescid-i Aksa, Gazze, Filistin… İslam ümmetinin kanayan yarası… Vicdan sahibi bütün insanlık aleminin utanç duyabileceği mezalimlerin sahnelendiği yerler…
Evi, yurdu, toprağı, mukaddesatı… Bugün bütün değerleri saldırı altında olanların kendilerini savunmak için yaptıkları girişimler maalesef sorgulanıyor. Bu da algıların zihinlerde oluşturduğu tahribatın ayrı bir kanıtı…
Müslüman veya vicdan sahibi hiç kimse; suçu olmayan sivil, kadın, çocuk ve yaşlıların zarar görmesini onaylamaz, kabul etmez, edemez! HAMAS da aynı anlayış ve kavrayıştadır.
Varsa şayet stratejik hataların, yanlış zamanlamanın da sebebi kesinlikle nefes aldırmazlık, hayat hakkı tanımamazlık ve insan yerine konmazlıktır.
Bunlar bile bize, zalimlerin yaptıklarını yapmamıza cevaziyet vermez, veremez; çünkü Aliya İzzetbegoviç’in deyimiyle, onlar bizim öğretmenlerimiz değil!
75 yıldır Filistinliler kendi topraklarında yabancı gibi yaşıyor, kendi memleketlerinde mahpusluk hayatı sürdürüyor.
Siyonist işgalin özellikle Gazze’ye ablukası yıllardır devam ediyor. İnsani yardım taşıyan gemiler bile silahlı, bombalı saldırının hedefi oldu. Mavi Marmara gemisi bunun açık kanıtı oldu.
HAMAS’ın ablukaya ve işgale tepkisi nedeniyle 7 Ekim’de gerçekleştirdiği eylemler sonrası günlerdir işgal kuvvetleri saldırıyor.
Adeta açık hava hapishanesine dönüştürülen Gazze’ye uçaklar ve füzelerle saldırı üzerine saldırı gerçekleştiriliyor.
Gazze’ye su, elektrik, gaz verilmiyor. İlaç ve temel gıda maddeleri içeri sokulmuyor. Siyonist güçler, ‘Ortadoğu’nun değişeceğinden söz ediyor. Bununla Filistin’i tamamen yok etmenin işaretini veriyorlar.
Sadece son saldırılarda 260 bin Filistinlinin yerinden edildiği belirtiliyor. Filistin İstatistik Kurumu tarafından mayıs ayında yayımlanan rapora göre, mültecilerle birlikte Filistin nüfusu, 2022 yılının sonu itibariyle 14,3 milyona ulaştı. Ancak bunların 6,4 milyonu mülteci durumunda.
İşgal güçleri kurulduğu 14 Mayıs 1948’den bu yana tam da bu hedefi güdüyor: Filistinlileri ya göç ettirmek ya da öldürmek suretiyle o toprakları tamamen kendi işgali altına almak.
Filistin halkının tamamını göç ettirmek, öldürmek veya kalanları da asimile etmek suretiyle tam bir işgal etme siyaseti güdülüyor.
ABD ve bir kısım Avrupa ülkelerinin desteğiyle siyonistlerin şimdiki hedefi öncelikle Gazze’yi sonrasında da bütün Filistin’i etkileri altına almaktır.
Yoğun saldırı ve sınır tanımaksızın yapılan barbarca bombardımanlar, Gazze’yi insansızlaştırmak içindir.
ABD’nin insani koridor niyetinin altında yatan asıl amaç da budur. İşgal güçlerine tam destek sunacaklarını belirten ABD’nin saldırıları durdurmak yerine insani koridor açma gayreti içerisinde olduğunu belirten haberler akıllara yine göç ettirmeyi getirdi. Gazze’yi boşaltmak istiyorlar.
Bütün dünya bu konuda uyanık olmalı, özellikle İslam alemi acilen inisiyatif almalıdır. Verdikleri sözleri yerine getirmeyenlerin yeni söz vermelerinden çok harekete geçmeleri elzemdir.
Vicdan sahibi herkes harekete geçmeli, aksi takdirde iş işten geçtikten sonra onlar da vicdan azabıyla ölecekler!