Kâr ve faiz… Biri alış-verişin sonucu elde edilen sermaye, diğeri ise emek ve çaba olmadan paradan elde edilen fazlalıktır.

Faiz, ticaretten elde edilen kâr gibi değildir. Kâr üretimin, çalışmanın, alış-verişin sonucu elde edilen kazanç iken, faiz paranın durduk yerde artmasıdır.

Allah’u Teala ticareti ve buna bağlı olarak kârı helal, faizi ise haram kılmıştır. Şartlarına uyularak yani kandıran veya kandırılan olmaksızın yapılan ticaret, helalinden kazanma yoluyken; faiz de kesinlikle haram kılınmış ve yiyenlerin durumu da Şeytanın çarpması şeklinde nitelendirilmiştir.

Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah'a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır. (Bakara-275)

Burada faizle ilgili ciddi bir tehdit vardır, hele faize dönüş ile ilgili korkunç uyarı dikkatlerden kaçmıyor.

Meşruiyeti ondan aldığımız dinimizin faiz ile ilgili uyarıları çok açıktır ve bunu Müslüman olan herkes biliyordur.

İşin mantık ve akıl yoluyla değerlendirilmesine gelince; burada da zihinleri Batının kirli anlayışıyla iğfal olmayanlar şunu açıkça teslim ederler ki; faiz, fakirin yani muhtaç olanın kendi ihtiyacını gidermek adına parababalarının kapısına gidip para dilenmesi ve sonradan da ona anaparanın yanında fazladan para iadesine mahkûm olmasının adıdır.

Böylece muhtaç olan kişi; aldığı o parayı fazlasıyla geri ödemek için fazladan emek-çaba harcayarak elde ettiği parayı günün sonunda o parababalarına teslim etmek suretiyle kendisi daha fakir, parababaları da daha zengin olmak gibi bir dengesizlik yaşanmış olur, oluyor.

Böyle bir sistemin vatandaşın lehine olduğunu deklare edip duranların dayandıkları hiçbir haklı gerekçeleri yoktur.

Bunlar o faiz lobilerinin maaşlı çalışanları değilse şayet, o zaman akıllarında sorun, ruhlarında alçaklık kompleksi vardır demektir.

İslam çalışmayı ve gayret etmeyi ve buna bağlı olarak kazanmayı emreder. Faiz lobileri ise oturarak paradan para kazanıyorlar. Dolayısıyla onlar, dünyanın en tembel en pısırık insanlarıdır.

Onların ürettikleri de yaptıkları işler de kendi emekleriyle elde ettikleriyle dönmüyor. O işlerin hepsi veya o işlerin büyük bir kısmı kendilerinin emeğiyle değil, fakir fukaradan haksız yere elde ettikleri paralarla dönen işlerdir.

Sömürü kötüdür. Başkasının hakkını haksız yollarla elde etmek ve ondan sonra onunla açılım yapmak, hayır yapmak, insanlık için sözde faydalı işlerde kullanmak… Böylesi bir dünyanın,  böylesi bir dengenin ekser insanoğluna hayrı yoktur.

Maalesef öyle bir cendere kurdular ki; bütün vatandaşlar faizcilere ödemede birer çalışandır, işçidir. Bütün tüketiciler dolaylı olarak faizcilere belirli ödemede bulunurlar. Çünkü alınan borcun faizini vatandaşlar olarak bizler hepimiz ödüyoruz. O faiz olmasa belki aldığımız ürünün fiyatı da bu aldığımız yüksek fiyat olmayacaktır. Üretim için alınan paranın faiz farkı da bu fiyata eklidir çünkü.  

Üretici üretim yapmak için bankadan, oradan buradan aldığı borcun faizini de hesaba katarak ürettiği her bir ürüne ekstradan para ekliyor ve o para ona da kalmıyor. O işi kurmak için parayı faizle aldığı yere gidiyor.

Yani aslında ticaret veya üretim için her kim bu para babalarından faizle para almışsa, onun ödeyeni tüketiciler olarak hepimiziz.

Böylece ortaya devasa bir fiyat pahalılığı çıkıyor; çünkü herkes faizi ödemek için fiyatları yüksek tutuyor. Bu durumda paranın belli bazı yerlere akıyor olması gibi bir dengesizlik de ortaya çıkmış oluyor.

Bu durumda ayrıca idarenin/yönetimin, ehil olmayıp ama paralı olanların eline geçme gibi bir durum da söz konusu oluyor.

Kainatın her açıdan bir denge üzerine kurulu olduğunu düşündüğümüzde iktisadi alanda yaşanan bu dengesizliğin dünyanın dengesini bozduğu aşikardır.

Bazen öyle oluyor ki, faiz lobileri vatandaşın canına okumak için üreticiye düşük faizle de parayı vermiyor. Böyle olunca da üretici parayı yüksek faizle alarak, ürettiği ürünün vatandaşa yüksek fiyattan satılması yolunu yeğliyor ve yine olan vatandaşa oluyor.

Sonuç olarak demem o ki; tüm dengesizliklerin kaynağı faizle ilgili, aklınızı başınıza alın ve bari artık şu belayı övmekten vazgeçin!