Ekonomik sıkıntılar can sıkmaya devam ediyor. Öyle görülüyor ki bu sistem içerisinde dayatılan adımlar da atılıyor ama işe yaramıyor.
Israrla faizleri artırın döviz düşsün diye çağrı yapanlar ve bütün bu ağır faturanın sebebinin düşürülen faizler olduğunu ekran ekran gezerek anlatanlar bugün dövizde neden düşüş yaşanmadığıyla ilgili bir değerlendirme yapmıyorlar.
Faizler artırılırken döviz kurlarında herhangi bir düşüş yaşanmıyor. Döviz kurlarındaki artış da maalesef piyasadaki diğer emtianın fiyatlarının artışıyla neticeleniyor.
Rabbimizin “kötü” diye vasıflandırdığı bir işleyişin bu ülkeye hayır getireceği kesinlikle düşünülmemelidir. Hükümet faize karşı tutumunu daha etkin sürdürmeliydi ve bunun neticesini de zaman içerisinde alacaktı; ama kapitalist sistemin bekçileri yüklendi ve bu konuda da hükümet maalesef boyun eğdi.
Faizin düşüşüne karşılık dolar üzerinden darbe vurmaya çalışanlar eninde sonunda kaybedeceklerdi. Ama olmadı, hükümet bu konuda boyun eğmeyi yeğledi.
Bu konuda, yani faiz artışıyla ilgili atılan adımlara rağmen faizle ilgili gösterilen tepkinin cezası olsa gerek ters orantılı beklenen sonuç da elde edilemedi. Neticenin elde edilmesi için en az 2 yılı bekleyin diyorlar.
Faizleri düşürerek eldeki paranın yatırım ve istihdama kanalize edilmesiyle müspet sonucu daha erken görebilirdik, ama dediğim gibi bırakmadılar.
Şimdi de akar yakıt fiyatlarının artışı nedeniyle artan fiyatlarla ilgili bir mücadele var. Bu konuda ciddi adımların atılması icap ediyor.
Hadi ülkemizdeki petrol rezervlerini es geçtik, topraklarından petrol fışkıran bu kadar ülkeye komşuyuz. Her açıdan bizim komşu ülkelerin bu zenginliklerinden herkesten daha fazla istifade etmemiz gerekirdi.
Bizim komşumuz; Çin’e, Hindistan’a petrolün yüzde 25-30’nu ihraç ederken biz niye bunun sadece yüzde 8’ini, yüzde 9’unu alıyoruz?!
Denilebilir ki bu rakamlar nüfus yoğunluğu ve tüketim durumuna göre yüksek veya düşüktür. Ben de derim ki, tamam da biz bize lazım olanı niye buradan değil de daha uzak ülkelerden alıyoruz?!
Şöyle özetle ihracat ithalat durumuna bir baksak… Ocak-Haziran döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya'ya yapılan ihracat 10 milyar 707 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 7 milyar 387 milyon dolar ile ABD, 6 milyar 163 milyon dolar ile İtalya, 5 milyar 997 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 5 milyar 815 milyon dolar ile Rusya Federasyonu takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %29,2'sini oluşturdu.
Ocak-Haziran döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu'ndan yapılan ithalat 24 milyar 734 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 22 milyar 238 milyon dolar ile Çin, 13 milyar 439 milyon dolar ile Almanya, 11 milyar 791 milyon dolar ile İsviçre, 7 milyar 574 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %43,2'sini oluşturdu.
Farkındaysanız komşu ülkeler listeye giremiyor… Oysaki başta enerji olmak üzere tarım ve daha birçok kalemde komşuların birbirlerine katacağı şey vardır. Komşu komşunun külüne muhtaçtır ya!
ABD, ‘benden habersiz şundan, bundan kimse petrol almayacak, benim muaf ettiklerim, benim uygun gördüğüm süre içerisinde, şu kadar süreyle petrol alabilir!’ diyecek ve bağımsız ülkeler de buna koşulsuz uyacak! Gerçekten bu boyunduruk biraz fazla utanç verici oluyor!
Hatırlarsanız ABD 2018’de İran petrollerine ambargo uygulamış ve bundan 8 ülkeyi 6 aylığına muaf tutmuştu, o aylar bitince de petrol alışı tamamen durdurulmuştu.
Suriye, İran, Irak, Irak Kürdistanı… Bir şekilde yeni anlaşmalar yapmak suretiyle petroldeki bu ateşi söndürmek en akıllıcası olacaktır.
Başkalarının binlerce km. öteden koyduğu ambargolar bizi bağlamamalı. Başta kendi halkımız olmak üzere diğer komşu ülkelerin de faydasına olacak her adımı atmaktan geri durulmamalıdır.
Daha yeni, ABD’nin kendi vatandaşlarını kurtarma adına İran’la anlaşma yolları aradığı ve nihayetinde varılan anlaşma gereğince de ABD’nin İran’ın elindeki 5 ABD’li tutuklu casusun serbest bırakılması karşılığında hem İranlı esirleri serbest bırakmayı hem de İran’ın petrol satışlarından elde ettiği ancak Güney Kore bankalarındaki 6 milyar doları serbest bırakmayı kabul ettiği ortaya çıktı.
Beş tane vatandaşı için ambargo uyguladığı İran’la her anlaşmayı yapma hakkını kendinde gören ABD, İran’ın komşularına aynı toleransı tanımıyor ve ülkeler de buna rıza gösteriyor, olacak şey değil.
Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın komşu ülkelere ziyareti bu açıdan önem arz etmektedir. Ziyaretin daha geniş ölçekli ve anlaşmalar yüklü olmasını temenni ediyoruz.