Toplum olarak en çok konuştuğumuz iki önemli konu; manevi değerlerimizin muhafazası ve ekonomik buhranlardan kurtulmamız konusu.
Manevi değerlerimize sarılmamızın ve ekonomik gücümüzü arttırmamızın birlikte olması çok önemlidir. Bunlar dosta güven, düşmana korku salacaktır.
Birinin nakıs olması diğerini olumsuz etkilemekte ve hatta neredeyse hayat hakkı bırakmamaktadır.
Hangisinin hangisinin hizmetinde olması gerekir diye sual olunsa, takibi bizi biz eden değerlerimiz, alameti farikamız olan değerlerimiz baş tacı edilmelidir. Dünyanın bütün fanilikleri o değerlerin muhafazası için seferber edilmelidir.
Bilinmeli ki o değerlerin olmadığı yerde ekonomik gücün kıymet-i harbiyesi yoktur. Çünkü orada artık maalesef “biz” yokuz, “başkası” vardır.
Bizi biz eden değerlerimizin olmadığı yerde başkası vardır, demektir. Değerlerimizi bırakarak her kime benzediysek artık biz değil, orada o vardır demektir.
Milletin ekonomik gücünü kullanarak değerlerimize savaş açanların ise savunulacak hiçbir tarafları yoktur.
Ammenin parasıyla ahlaksızlığı yayanların bu millete ve milletin varlığına düşmanlık ettikleri ayan beyandır. Çünkü bizi biz eden değerlerimizden uzaklaştırmanın ameliyesi içerisindeler onlar.
Şu ekonomik sıkıntının yaşandığı hengamede sanat/sanatçı adı altında sahnelenen çirkefliklere ve çevrilen filmlere ödenen milyon dolarlar/TLler bir akıl tutulmasından başka bir şey değildir.
Bir yanlışı başka yanlışla düzeltmeye çalışmak daha büyük bir yanlış olsa gerek. Yaptığı yanlışa özür dilemenin yeri, tekrar yanlış ortamı sağlayarak özür diletmek olmamalıdır.
Ben bunu sadece son günlerde konuşulan belediye ve verdirdiği konser ile ilgili söylemiyorum. Değerlerimizi aşağılayan, değerlerimize saygısı olmayan ve her fırsatta ahlaksızlığı teşvik eden sözde sanatçılar ve onları paralara boğdurmak suretiyle sahnelere çıkaran bütün belediyeler ile ilgili söylüyorum.
Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle elde edilen imkanları, mukaddesatlarımızın dejenere edilmesi için kullanmayın!
Bu imkanların hepsi, sizin elinizde birer emanettir. Bu emanete siz sahip çıkasınız diye -alaya aldığınız, küçümsemeye çalıştığınız bu halk- size verdi. Onu size, yaptıklarınızla onları memnun etmeye çalıştığınız zihniyet, örgüt veya sandığa gömülen o malum partiler vermedi.
Onlara şirin görünmeye çalışmanın bir anlamı da yoktur, çünkü onlara tabi olmadıkça sizi kabul edecekleri de yoktur.
Bir ara moda olmuştu… Muhafazakâr insanların oylarıyla belediyelerin teslim edildiği kimi isimler, değerlerimize savaş açanları konserlere çağırma yarışındaydılar. Kesinlikle bir daha bu yanlışlara girilmemelidir, izin verilmemelidir.
Koca Osmanlıyı da diğer başka hanedanları da yıkan idaredeki kimi yöneticilerin içine girmiş oldukları bu çürümüşlüktü.
Yaz aylarında çocuk aile parklarında belediyeler marifetiyle sergilenen rezilliklere de bu arada dikkat çekmek lazım. Organizasyon yapılacaksa faydalı ve değerlerimizle barışık etkinlikler yapılsın.
Kalkınma, imar ve ekonomik işlerde iyi ve önde olalım, ancak manevi değerlerimizi kesinlikle es geçmeyelim. Hele milletin imkân ve paralarını bu değerlerin aşındırılması için kullanılmasına kesinlikle müsaade etmeyelim. Sahnelerden aleni ahlaksızlık yapanları artık bu milletin gündeminden çıkaralım. Aksi takdirde millet sizi kendi gündeminden çıkarsa şayet, bu iş çok daha zor olacaktır.
Unutmayalım ki; helal dairesi geniştir, keyfe kafidir, milletin parasını harcayarak harama girmeye hiç gerek yoktur.
Kalın selamette.