Rabbimizin inayet ve takdiriyle inşaallah bir bayrama daha vasıl olacağız. İki önemli bayramımızdan biri olan Kurban Bayramı sevinç ve huzur günümüz olsun inşaallah.
Sevinç ve mutluluğu yaşadığımız, yaşattığımız, yaşatacağımız günlerin özel günler olduğunu biliyoruz. Bugünlerin kıymet ve değeri, halkın savaş atmosferlerinde bile verdiği değerden anlaşılıyor.
Ramazan Bayramı’nın fıtır sadakası ve ziyaret atmosferinden sonra Kurban Bayramı’nda da Kurban etleriyle fakir fukaranın yüzü güldürülür ve ziyaret sevinci her tarafa hissettirilir.
Koronavirüs tedbirleri çerçevesinde uzun süredir telefon ve internet üzerinden yapılan buluşmaların bu bayramda tedbirler eşliğinde yüz yüze olabilmesi bu bayramımızı farklı kılıyor.
Akraba, eş dost ziyaretlerinin yanında komşu ve diğer dostların tedbirler eşliğindeki ziyareti yanında özellikle sevindireceğimiz mahrum ve mazlumların sevinci rahmet atmosferinin gerçekleşmesine vesile olabilir.
Şehit ve mahkûm ailelerinin bu bayramda gözleri kapıda olacak. Onları sormak, varsa ihtiyaçları bunu öğrenmek suretiyle yardımcı olmaya çalışmak bayramı bayram edecektir.
Mahkûm ailelerini özellikle zikrettim. Bu konuda mahpusun kimliğine takılmaksızın ailenin ve çocukların bayram sevincini depreştirmek önemli olacaktır. Aile ve çocuklara şefkatle takınılan küçük bir tavır, yıllar boyu tebliğden daha etkili olabilir. Mukallib’el Kulub olanın her şeye kadir olduğunu akıldan çıkarmamak gerek.
Özellikle yönetime talip kadroların ve tebliğ yükümlülüğü olan davetçilerin bu bayramı sıra dışı (aslında sirette sıradan olan) bir hamleyle tabir yerindeyse gönül avına çıkmaları gerekiyor diye düşünüyorum.
Medeniyetimizin ölçü ve denge üzerine kurulu olduğunu hiçbir zaman unutmamak lazım. Siyasetçi ve tebliğvanların sevgide de düşmanlık ve nefrette de ölçülü davranmak gibi bir yükümlülükleri vardır.
Sosyal ilişkileri tamir edecek, küskünleri barıştıracak, ulvi değerlerimizi halkımızın kalbine yeniden ilka edecek çalışmalar mukaddestir, kıymetlidir.
Konu bayram olunca tutuklu ve hükümlülerin bayram görüşü ile ilgili de bir iki kelam etmek isterim: Şu satırları yazdığım zamana kadar Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün Bayram görüşü ile ilgili bir takvimi yayınlanmadı. Buna göre demek ki bu bayramda da diğer koronalı günlerde olduğu gibi bayram görüşü olmayacağına dair bir irade söz konusu. Bu tamamen yanlış.
Dışarıda hayat büyük ölçüde normale dönmüşken mahkûmlar ve onların aileleri ile ilgili herhangi bir görüş programının olmaması doğru değildir.
Herkes hak ettiği cezayı hak-hukuk ölçüsü içerisinde çeksin, ancak herkes olduğu yerde de tanınan haklarına sahip olabilsin. Farklı bahanelerle o hakların ortadan kaldırılması o kadar kolay olmasın.
Biliyoruz ki normalleşme ve aşılama süreciyle birlikte tutuklu/hükümlü ve ailelerinin ‘Bayram görüşü’ umudu doğmuştu. Ancak şu ana kadar bir ‘görüş takvimi’nin açıklanmamış olması aileleri de mahkûmları da endişelendirdi. Tedbirler eşliğinde görüş hakkı sağlanabilir, aileler rahatlatılabilir. Fark etmeksizin bütün aileler bizimdir. Onların bu konudaki çığlıkları duyulmalıdır.
Bu bayramda özellikle yaşlılarımızı da unutmayacağız. Küçük taltiflerle memnun olacakları yaş almış insanlarımıza bizim ihtiyacımız var, onların bize ihtiyacı var.
Son sözüm o ki; bütün kin, haset, düşmanlık ve ayrılıkları bir kenara bırakarak bayramı bayram edelim. Özellikle içimizdeki muhacir ve mağdurları da unutmayalım.
Bu mahalle bizim, o mahalle komşumuz… Şeytanın ördüğü bentleri ve engelleri aşarak yeni bir dünya için kolları sıvayalım. Tedbirlerimizi alalım, ama Bayram ‘birlikte’ güzel, bunu unutmayalım!
Kurban Bayramınız/bayramımız mübarek olsun!
Selam ve dua ile.