İzmir'de bir kişi HDP il başkanlığı binasına girerek, partide çay servisi yapan annesinin yerine bir günlüğüne işe gelen Deniz Poyraz isimli kadını silahla vurarak öldürdü/katletti. Gözaltına alınan saldırganın, ifadesinde, "Hiç kimseyi tanımıyorum. Kimseyle de bağlantı kurmadım. Terör örgütü PKK'dan nefret ettiğim için böyle bir şey yapmak istedim" dediği öğrenildi. Her ne olursa olsun böylesi saldırılar sonrası yakalananların bildik ifadeleri bu şekilde olur zaten.
Olay Türkiye’de bu gibi provokatif eylemlerin ilki olmadığı gibi sonuncusu da olmayacak. 6-8 Ekim olayları da böyle bir vahşetin ürünüydü. Hem de bugün saldırıya uğrayan partinin yetkilerinin teşvikiyle gerçekleşmişti.
Özellikle o zaman HÜDA PAR’ın teşkilatlarına yapılan saldırılar hafızalardaki yerini koruyor. Yasin Börü ve arkadaşları kurban eti dağıtırken HDP yöneticilerinin teşvik ve çağrısıyla sokağa çıkan vandallar tarafından şehit edilmişlerdi.
O zaman HÜDA PAR’ın yayınladığı rapor neticesinde toplam 14 günlük süre zarfında onlarca yerin saldırıya uğradığı tespit edilmişti.
Raporda, Hür Dava Partisi’ne yönelik propaganda ve karalama faaliyetlerinden sonra, 06 ve 07 Ekim 2014 tarihlerinde örgütün en tepesi tarafından verilen talimatlarla parti ve ona yakın STK’lara yönelik saldırıların başladığı belirtiliyordu. Söz konusu saldırıların PKK’ye müzahir internet siteleri, haber ajansları, televizyon kanalları ve sosyal medya hesapları üzerinden yapılan kışkırtıcı ve hedef gösterici yayınlar sebebiyle her yerde eş zamanlı olarak ve planlı bir şekilde gerçekleştirildiği beyan edilmişti.
Kolluk güçlerinin saldırıları önleme ve güvenliği sağlama noktasında zaafiyet gösterdiği vurgulanan raporda, 07 Ekim 2014 tarihi başta olmak üzere Eylül ve Ekim aylarındaki 14 gün içerisinde en az 72 saldırının gerçekleştirildiği ve 9 kişinin hayatını kaybettiği ifade ediliyordu.
Böylesi bir vahşetle karşılaşan partinin yani HÜDA PAR’ın Genel Başkanının önceki gün İzmir HDP binasına yönelik saldırıyla ilgili yaptığı açıklama büyük takdir topladı.
Yanlışa yanlış, doğruya doğru demeyi ilke edinen partinin provokatif eylem karşısındaki tavrı, karşı cenahtakileri utandıracak cinsten olsa gerek.
Saldırıya tepki gösteren HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu sosyal medya platformu twitter hesabından paylaştığı mesajında, “HDP İzmir İl binasına yapılan saldırıyı ve işlenen cinayeti kınıyorum. Acılı aileye başsağlığı diliyorum. Olay bütün boyutlarıyla araştırılmalı ve mümkün olabilecek en kısa zamanda kâmil manada aydınlatılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Meseleye ilkesel bazda yaklaşan HÜDA PAR’ın bu tutumu tüm siyasi rakip ve taraflar için örneklik arz etmelidir.
Bu iki partiyi ve olaylar karşısındaki tutumlarını siz değerli okuyuculara aktardıktan sonra işin enteresan ve şüpheli yönüne de dikkatleri çekmek istiyorum.
Olaydan sonra açıklama yapan HDP’nin Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın, “İl binasında 40 kişilik toplantı yapılacaktı, son anda iptal edildi, katliam yapılmak istendi” şeklindeki sözleri ile İzmir HDP İl Başkanlığı binası önünde iki yıldır evlat nöbeti tuttuğu belirtilen Mehmet Laçin’in, ‘Saldırıdan önce binayı boşalttılar o kız kaldı sadece içeride. Daha önce hiç toplu şekilde çıktıklarını görmemiştim. O kızı kurban ettiler’ şeklinde konuştuğuna dair iddialar kafaları karıştırırken, İzmir’deki saldırıdan sonra Ankara’daki Kobani olaylarıyla ilgili görülecek duruşmaya da, birilerinin sahte kimlikle girmeye çalıştığı ve polisin bunları engellediği bilgisi, olayların organize olduğunu işmam ettiriyor.
Onun için HÜDA PAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’nun da ifade ettiği gibi konu kâmilen araştırılmalı ve gerçek her ne ise ortaya konmalıdır.
Selam ve dua ile.
HÜDA PAR’ın ilkeli duruşu!
Abdullah Aslan