Yine bu seçim döneminde siyaset dili çok çirkefleşti. Ayrıştırıcı ve ötekileştirici söylemin ayyuka çıktığı bir seçim arifesindeyiz. Hükmünün yarın biteceği seçimle alakalı sayfalar dolu makale, haber ve yazılar gırla, nasıl olsa. Biz neticenin dünya ve ahiretimiz için hayırlı olmasını dileyerek asıl konumuza geçelim.
Üç aylar ve infak
Malumunuz üç ayların içerisindeyiz. İbadet, infak, irfan ve takvayla tezyin edilmesi için Rabbimizin getirdiği kıymetli zaman dilimleri bunlar.
Allah azze ve celle için gayret etmek tüm zamanların işidir, ancak kimi ibadet ve iyilikler için İslam’ın değer atfettiği “zaman” ve “mekan” mefhumu çok önemlidir. Farizaların veya bunlara bağlı nafilelerin eda edileceği zaman ve mekanın önemini bilmeyenimiz yoktur. Yine Kurban ve Hacc menasiklerinin yerine getirileceği “zaman” ve “mekan” aynen bize bu önem ve değeri hatırlatıyor.
Bundan yola çıkarak diyoruz ki, bu ayların, insanî özellikler ile değerlerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında etkisi büyüktür.
İbadetlerde ve infakta daha cömert davranacağımız günlerdir, bu aylar. Deyim yerindeyse kendimize cimri, Rabbimize ve ihtiyaç sahipleri kullarına cömert davranacağımız zaman dilimidir, üç aylar.
Bu aylar, ibadetleri çoğaltarak yüce Allah’a karşı cömertliğimizi ibraz etmeye çalışırken, bir yönüyle oruç ibadetiyle de kendimizi helal olan rızıktan dahi imsak ederek, başkalarına yani O’nun kullarına cömert davranacağımızı ortaya koyduğumuz zaman dilimleridir.
Demek ki; bu aylarda daha az yiyip daha çok yedireceğiz; daha az giyip daha çok giydireceğiz; daha az kullanıp daha çok kullandıracağız; daha az harcayıp daha çok infak edeceğiz.
Bu aylar, bezl ve a’ta aylarıdır. Bu aylar, malı temizleme aylarıdır. Bu aylar, hak sahiplerine haklarını teslim etme aylarıdır.
Her zaman ‘veren el, alan elden üstündür’ ve bu da muhtacın ‘uzayan eli sebebiyledir.’ Ancak bu aylarda veren el vesilesiyle ıstıraptan kurtulan, üste çıkan ihtiyaç sahiplerinin semaya uzayan eli, her zamankinden daha kıymettardır.
İnfak edenler, Rabbimizin, ‘ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını giderin’ buyruğuna “lebbeyk” diyenlerdir.
İnfak edenler, İyiliklerin sevabının bir’e on, infakın sevabının bir’e yedi yüz olduğunu kavrayan akıl sahipleridir.
İnfak edenler takva sahipleri olanlardır...
Bakara Suresi'nin ilk ayetlerinde takvâ sahiplerinin vasıfları sayılırken, "Allah yolunda harcayanlar"; gayba inanan ve namaz kılandan sonra üçüncü sırada zikredilir.
Ne dersiniz?
İslam Ümmetinin mazlum ve mahrumları için, iyiliklerin ihyası için, ahiretimizin imarı için, var mıyız, İNFAK etmeye?
Soft, durağan ve nötr olmak olmuyor, yetmiyor; aktif bir iyi olmak yani iyilik etmek gerekiyor; çünkü biliyoruz ki, ‘pasif bir iyi, aktif bir kötünün destekçisidir.’ Bir de şunu biliyoruz ki, “Allah(cc) iyilik edenleri sever”
Aktif iyilerden olmayı yani iyilik edenlerden olmayı dilerken, konuyu yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in bir ayetiyle bitirelim:
"Mallarını gizli ve açık olarak gece ve gündüz harcayan kimseler var ya, iste onların, Rableri katında ecirleri vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır" (el-Bakara, 2/274)
Selam ile...