Tarih, içinde neler sakladığını çok bilmediğimiz…
Kendimizle ilgili bazı şeyleri merak edip; gerisini boş verdiğimiz…
Bu hafta da kısmen de olsa bizimle ilgili bir konu hakkında yazmak istedim…
Karayip Korsanları…
Yüz milyonlarca dolarlık dev bütçesi, milyarlarca dolarlık rekor gişe hasılatıyla unutulmayacak filmler arasına çoktan girmiş gibi görünüyor.
Tabi ki bizi ilgilendiren ne filmin bütçesi ne gişe hasılatı ne de muhteşem görsel efektleri…
Bizi daha çok ilgilendiren filmin baş karakteri Jack Sparrow…
Jack Sparrow ’un filmin bu kadar sevilmesindeki payı inkâr edilemez.
Bencil, çıkarcı; ancak bir o kadar da sempatik.
Sempatikliği, ilginç tavırları, espritüel kişiliği, Sparrow karakterini sevdirmiş, insanları beyaz perdeye çekmiş, böylelikle filmin seriye dönüşmesine sebebiyet vermişti.
Ancak bizi ilgilendiren Jack Sparrow’un kendisi değil ilham kaynağıydı.
Hemen araştırmaya koyuldum…
Okuduklarım beni şaşırtmıştı…
Zira Jack Sparrow karakterine ilham kaynağı olan kişi İngiliz asıllı Jack Ward adında bir korsandı ve neredeyse filmde canlandırılan karakterle aynı özellikleri taşıyordu.
Bunda şaşılacak ne var diye düşünebilirsiniz, zaten beni şaşırtan kısmı burası da değil.
İngiltere gemilerini taciz eden İspanyol gemilerine karşı, 1.Elizabeth halka İspanyol gemilerini yağmalama emri vermiş, Ward da bunu bir fırsata çevirmiş ve İspanyol gemilerini yağmalamaya başlamıştır.
İspanyol tacizlerinin durmasından sonra da aynı görevine devam etmiş; ancak bu sefer sadece İspanyol gemilerine değil, denizde gördüğü bütün gemileri yağmalamaya başlamış bunun için korsan olarak anılmıştır.
Arkadaşlarıyla beraber küçük bir gemi ele geçirmiş ve arkadaşları tarafından kaptan olarak seçilmişti.
Gemilerin korkulu rüyası haline gelen Ward bir zaman sonra Akdeniz’e geçiş yapmış ve burada daha büyük bir gemi alarak ismini uçan Hollandalı koymuştur.
Akdeniz’de olduğu sıralarda bir Osmanlı paşasıyla tanışmış ve Osmanlı paşası Ward’a belli bir miktar ganimet vermesi karşılığında kendisine koruma sağlayacağını ve Tunus’ta ikamet edebileceğini söylemişti.
Nitekim öyle oldu Ward ve arkadaşları Tunus’ta da korsancılığa devam ettiler. Bir zaman sonra Ward ve bütün mürettebatı İslam’ı kabul edip Müslüman oldular.
Jack Ward olan ismini Yusuf Reis olarak değiştirip 70 yaşında vebadan ölene kadar Tunus’ta yaşamaya devam etti…
İşte tarih böyle bir şey aslında, bazen düşünüyorum da gerek sinema, gerek müzik veya herhangi bir sanat dalının bizi bu kadar cezbetmesinin altında ilham kaynağının tarihimiz veya tarihimizdeki başarılarımız olabilir mi diye…
Bilinmez ama tarihin bizden çok şey gizlediği ve biz istemedikçe de vermeyeceği aşikâr…