Bakara suresinde Allah (cc) bütün isimleri Âdem’e (AS) öğrettiğini bildirmişti.
Tarih, Hz. Âdem’in dünyaya gelişinden çok uzun zaman sonra başlamış ve insanoğlu bütün öğrendiği isimlerle dünyaya gelmişti; ancak insan bu isimleri birbirinden ayırt edebilmek için her ismin kendisinde oluşturacağı duyguyu deneyimlemek zorundaydı.
Örneğin çileğin ismini bilip hiç yememiş biri size çileği, tadı, kokusu vb. özelliklerini nasıl tarif edebilirdi.
İşte bunun gibi acıyı da sevgiyi de nefreti de bilmek yetmezdi, deneyimlemek gerekiyordu.
Belki de insanoğlunun yerleşik hayata geçmesi, toprakla buluşması ve evcilleşmesi neticesinde ilk kez bu anlamda yepyeni bir duyguyla tanışmıştı…
Toprak sahiplenme duygusu…
Yerleşik hayata geçen ve aradan geçen yüzyıllar içinde, sayıları artan insanoğlunun kendi topraklarıyla ilgili birtakım sınırlar koymayı gerekli kılmıştı.
Belki de toprakla birlikte kendi soyunu da korumak için güç birliğine gidilmiş ve kabilecilik anlayışı gelişmişti.
Henüz dünyayı keşfedememiş insanoğlunun Ortadoğu coğrafyasında yayılmaya başladığı yıllarda farklı kabilelerin ortaya çıkması ve açgözlülüğün bir sonucu olarak komşu kabilenin topraklarını elde etmeye yönelik girişimler kabileler arasında bir nefretin oluşmasına sebebiyet vermişti.
Bu nefretin doğal bir sonucu olarak taraflar savaşmış ve galip gelenin diğer kabilenin topraklarına sahip olmasıyla sonuçlanmıştı.
Artan topraklar, galip kabile tarafları arasında pay edilmiş genişleyen arazilerde haliyle daha fazla insan gücünü gerekli olmuştu.
Belki de kölelik fikri böylece meydana gelmiş ve savaşlarda esir alınanlardan öç alınmak istenmiş ve öldürmek yerine tarım kölesi olarak çalıştırılmaya başlanmıştı. Zamanla kabilelerin devletleşmesiyle kölelik müessesesi kurulmuş ve gerekli görülmüştü.
Bu durum beraberinde efendi ve köle gibi sınıfsal farklılıkların oluşmasına zemin hazırlamıştı.
Değişip dönüşen dünya belki de artık bu barbarlığa bir son vermeli ve kölelik müessesini kaldırmalıydı.
Genel kanıya göre 1900’lü yılların başlarında kölelik kaldırılmıştı!
Bu durumda ayağınızda pranga olmayışı özgür olduğunuz anlamına mı geliyor?
Ya da Elon Musk’ın insan beynine çip takma projeleri olduğunu dile getirmesi, tercihlerinizde özgür olduğunuz ve beyninizin hala sizin kontrolünüzde olduğunu mu düşündürüyor?
Belki de modern dünyanın modern insanı artık inanların ayaklarında pranga olmasının barbarca olduğuna hükmetmişti.
Belki de artık köleliğin form değiştirme ve modern köleliğe geçiş zamanının geldiğine karar vermişti modern insan!
Öyle ya artık efendiler sadece tarla sahibi tarımla ilgilenen insanlar değil küresel çaptaki bir ticaret ağının patronuydular.
Dolayısıyla onlara tarlada çalışacak insanlardan ziyade bu küresel ağın bir çarkında dişli olacak insanlar lazımdı.
Bunun için klasik kölelik döneminde “Peculium” adında kölelerin efendileri izin verdiği oranda mülk sahibi olma hakları vardı; ancak modern dünyada büyüyen ve genişleyen iş hacmi bu uygulamadan fazlasını da gerektiriyor gibiydi.
İşte bu noktada modern köleliğin toplumun her sınıfında çok iyi eğitim almış, statü sahibi olan insanlar arasından da bulunabileceğine dair bir kanaat oluşuyordu.
Belki de bu kanıya nasıl vardığımızı Hegel’in şu sözüyle açıklayabiliriz: “Özü kendi için olan bağımsız bilinç Efendi’yi, özü bir başkası için yaşamak veya (ölmek) olan bağımlı bilinç ise Köle’yi ifade eder.”
Hegel bu sözüyle eski ve yeni kölelik sisteminin ortak yönünü mü anlatıyordu?
Yoksa eski ve yeni kölelik sistemlerinin farklılaştığını mı?
Öyle sanıyorum ki Hegel burada iki sistem arasındaki farkı anlatmak istiyor gibiydi…
Öyle ya eskiden şehirlerin bir noktasında köle pazarları kurulur başka ülkelerden savaş esiri veya başka sebeplerle köle olmuş insanlar satılırdı; ancak burada kölenin iradesi söz konusu değildi.
Oysa günümüzde her sokak köle pazarı gibi adeta…
Herkes ağına düşüreceği insanı bekliyormuşçasına pusuda…
Kimi moda adı altında cebinize, kimi tanınma hırsıyla kendisine taraftar olmanıza, kimi iktidar olma hırsıyla oylarınıza talip.
Belki sizi artık kendi çiftliklerinin çitleri arkasında ayağınızda prangayla tutmuyorlar, bunun yerine modern köleliğe uygun uygulamalar kullanıyorlar.
Tek tipleştirme…
Kimi ideolojisine uygun kıyafetler giydirerek, kimi karşınızda bir düşman tutarak…
Belki de bunlar sizi arkasında tuttukları modern çitlerdir, böylelikle sizi kontrol altında tutuyor, istedikleri yeri sizinle yağmalıyor, istedikleri insana sizin elinizle zarar veriyorlar ve bu tek tipleştirme sayesinde diğer köle sahiplerine sizin sahipsiz olmadığınızı, kendilerine ait olduğunuzu gösteriyorlar kim bilir…