Daha önceleri Müslümanlar açısından “Modernizm tehlikesinden” söz edilirdi. Şimdi de bizim gördüğümüz Müslümanlar için “ASIRİZM” adını verdiğimiz bir tehlikesinin söz konusu olduğudur.

ASIRİZM nedir? Modernizmle bunun arasında ne gibi farklar vardır?

Asır; zaman ve çağ demektir. Ancak asrın bir manası da sulu bir şeyin sıkılarak suyunun çıkmasıdır. Bu nedenle meyve suyuna “asiyr” denilmiştir.

Asır, Kur`an`da bir surenin ismidir. Bu sure Asra yeminle başlar ve sabrı tavsiye ile biter. Demek ki asır ve sabır arasında doğrudan bir sebep-sonuç ilişkisi vardır.

Asrın birinci anlamı çağdır, devirdir. Buna kasem buyurulması, içinde bulunulan devrin aldatıcılığının ve baskısının olacağına delalet eder. Gerçekten içinde bulunulan çağ fitne yüklü olabilir. İslam`ın ahkâmının tatbik edilmesinin “bu çağda” zorluğundan, sıkıcılığından bahsedilebilir. Daha vahimi dillendirmeseler de bazı Müslümanlar bile böyle düşünmeye başlayabilir. Küfründen veya cahilliğinden bazı kimseler; “bu çağda böyle şey olur mu?” tarzında laflarla İslam`ın ahkâmı hakkında haddini aşabilir. Bu nedenle Hak Teâlâ zarardan kurtulmanın ilk şartı olarak imanı zikretmiştir.

Asır, sıkılmaktır. Sıkılmak da birkaç manaya gelir. Islak ve sulu bir şeyi sıkmaya bu ad verilir. Bunun yanında “kendini darda ve sıkıntıda görme” manasında “insanın sıkılması, can sıkıntısı” vardır. Son olarak utanmaya ve hayâ etmeye “sıkılmak” denir.

ASIRİZM ile modernizm-çağdaşlık arasında nasıl bir fark vardır? Herkes asrının insanı değil midir? Modernizm, Müslümanın kendisine ait olmayan bir yaşam tarz ve modeline kayması iken bizim bahsettiğimiz ASIRİZM ise Müslümanların kendi yaşam tarzlarını sıkıcı bularak sıkılmaktan kurtulmak için modern eğilimler göstermeleridir. Burada “kendi yaşam tarzından aleni ve açık bir vazgeçme” şekline bir durum yok ama buna karşı bir sıkılma ve usanma hali dikkati çekiyor. Bu sıkılmayı önleyecek tedbirler adına aile ve toplum yapısında gedikler açılıyor. Oysa burada sabır büyük önem arzediyor.

 Canı sıkılmak, can sıkıntısı modern insanın hastalığıdır. Çünkü modern insan sürekli hasarı tercih eder. Onun açısından sıkıla sıkıla tükenmek ve sadece posadan ibaret kalmak esastır. Ona göre sıkılma bizatihi sıkıcı bir durumdur ve bundan kurtulmak öncelikli iştir. Bunu aşmak için sıkılmayı yani utanmayı ortadan kaldırmak gerektiğine inanıyor. Bu nedenle her ortamda sıkılmayı-utanmayı ortadan kaldıracak sistemler yürürlüğe koyuyor. Bu âdetin Müslümanlara sirayet etmesi net ve kesin bir ASIRİZM tehlikesidir. Demek ki onlarda da bir sıkılma hali vardır. Oysa Müslümanın sıkılarak suyunun çıkması onun açısından verimli bir durumdur. Bu nektarla hayatı yeşertir. Can verir.

ASIRİZM, Müslümanların kendi yaşam tarzlarını sıkıcı bulmaları, canlarının bundan sıkılmasıdır. Bu da onları boş ve faydasız meşgalelere sevk ediyor. Ya da bunu hafifletmek, bu sıkıntıdan kurtulmak için zemini kaygan hale getiriyorlar. İslam`ın hayat tarzını sulandırıyorlar. İçinde gedikler açıyorlar. Örneğin günümüzde kadının bu kadar dışarı çıkması, kariyer ve iş derdine düşmesi üstelik bunun İslami kesim ve dindarlar arasında da kanıksanması bir ASIRİZM tehlikesidir. Bu konuda uyarıları hiç dikkate almıyorlar. Kadının içerde sıkılmasından bahsediyorlar. İyi ya dışarıda sıkılacağına içerde sıkılsın. Sıkılıyor diye kadının dışarı çıkması suyun ve nektarın boşa gitmesidir. Bunun sonucunda posadan ibaret kalma tehlikesi vardır. Çünkü kadın hayatın özünü ve nektarını alarak bunu renk renk çeşit çeşit meyveye dönüştüren bir ekindir. Ancak kadın sıkılma duygusuyla dışarı çıktıkça nadasa bırakılmayı bir marifet sayıyor. Hatta bunu güzel görüyor. Bilmiyor ki sıkılmaktan kurtulayım derken sıkıntılara düşüyor. Bu da, ASIRİZM tehlikesinden sadece bir örnektir. Sadece ASIRİZM`in bir hasarı ve tahribatıdır.

ASIRİZM tehlikesine, çağın sıkmasına, sıkacağına karşı sabretmek gerekir. Asrın sıktığı suyu boşa harcamamak gerekir. Hem sıkılacaksın hem de suyun boşa gidecek. İşte hasar ve zarar budur.