İsrail oğullarının Hz. İbrahim`e varan halkası ve atası Hz. İshak`tır. Bilindiği üzere Hz. İsmail ile Hz. İshak kardeştir. Bilinen başka bir husus da Hz. İsmail`in annesi Hacer`in esmer, Hz. İshak`ın annesi olan Sara`nın da beyaz olduğudur.
İshak, İbranice de gülen güler yüzlü Arapçada ise “uzak düşmüş, sürtünme sonucu incelmiş ve parçalanmaya, dağılmış yüz tutmuş olan kumaş, dövüle dövüle, öğütüle öğütüle katı bir şeyin un ufak olması” gibi anlamlara gelmektedir.
Hz. İshak`ın isminin manası, marifet ve hikmet nazarında kendi benliğini beşeri elbisesini inceltip Hakkın elbisesine bürünmeyi ifade etmektedir. Fazlalıklarını, tümseklerini, kütlelerini öğütüp kendini düzeltmeyi ve düz etmeyi anlatmaktadır. Katılaşmış duyarsızlaşmış derilerden kurtularak ilahi nidaya karşı tüylerin diken diken olmasını ve derilerin yumuşamasını(Zümer:23) ifade eder. Buna göre Hz. İshak`ın ismi Hakka yakın olmanın, umut ehli olmaktan, beşeri libası inceltmekten geçtiğini haber veriyor.
Bir süreden beri İsrailoğulları İslam aleminde ataları İshak`ın isminin manasını siyasi bir vizyon olarak seçmiş ve uygulamaya geçirmiştir. Öğütme, dövme ve birbirine sürtme suretiyle İslam âlemini, Ortadoğu`yu parçalamayı, dağıtmayı ve öğütmeyi hesaplamışlardır. Nitekim kaç yıldır bunun uygulamasını acı bir şekilde müşahede ettik, etmeye devam ediyoruz.
İsrailoğulları ataları İshak`ın isminin sırrıyla İslam âleminde “İshakî siyaseti” uygulamaya soktular. İslam âleminde sürtüşmeleri, öğütmeleri, dövülmeleri kışkırttılar. Bunun sonucu olarak İslam âleminde savaşlar, ölümler, acılar alıp başını gitti. Bu da Müslümanlarda derin acılara, duygu ve zihin karmaşasına hatta karamsarlığa sebep oldu. Buna karşılık İsrailoğulları bunun keyfini çıkardı. Fakat sonra ummadıkları bir durum ortaya çıkmaya başladı. Şaşırdılar. Paniklemeye başladılar. Çünkü İshak, aynı zamanda Müslümanların da peygamberidir. Soyundan gelen bu zümrenin yapmaya çalıştıklarını acayip bir şekilde boşa çıkardı. İshak, yıpranmış elbisedir ama her düşen elbisenin, her dökülen derinin altından yenisi gelir. Evet, işte İsrailoğullarının korktukları nokta tam da burası olmuştur. Onlar sürtünmeyle, öğütmeyle ve dövülmeyle Müslümanların paramparça olacaklarını, un ufak olup yok olacaklarını öngörürlerken İshakî sır onları sarpa sardı. Zira bu süreç Müslümanların yenilenmelerini ve yinelenmelerini sağladı. Yenilmek bazen yinelenmektir. Yenilmek bazen yenilenmektir. Evet, Müslümanlar zahirde yeniliyor ama aynı zamanda yenileniyorlar. Yıpranmış elbiselerinin altından yenisi çıkıyor. Öyle ki daha yeni, daha güzel ve daha zarif bir elbisedir bu.
İshakî sürtünme siyaseti sonucunda dökülmüş olan katılaşmış, duyarsızlaşmış derilerin yerine daha duyarlı, tüyleri diken diken olan, genç ter ü taze deriler gelmeye başladı.
İsrailoğulları İshakî siyasetle İslam âlemini öğütmeye çalıştı ama hesaba katmadıkları çok önemli bir nokta vardı. Zira öğütmek bazen öğüt oluyor. İslam ümmetinin ruhu öğütüleni yeniden bir araya getirip yeni bir yapı ortaya çıkarabiliyordu. İsrailoğulları İslam Ümmetinin birbirini öğüterek yok edeceğini hesaplarken bu öğütme İslam ümmetine öğüt oldu. Şusu ve busuyla uçlardan, aşırılıklardan, irticacılardan kurtulması gerektiğini gördü. Bugün İslam âlemi İshakî siyasetin tesiri altındadır. Birileri bunun Müslümanların elbisesini dağıtacağını, onları darmadağın edeceğini hesaplıyordu ama iş farklı oldu. Mevcut savaşlar Müslümanlar içindeki uçları törpüledi. Merkezin güçlenmesini sağladı. Kötü enerjiyi aldı. Müslümanlara sağlıklı ve doğru mücadele yöntemlerini öğretti. Vasat çizginin önemini bir kez daha kavrattı.
Müslümanlar İshakî siyasetin tesirinde olmadan, öğütülmeden önce öğüt dinlemiyordu. Yenilmeden önce yenilenmeyi bilmiyordu. Şimdi başta İsrailoğulları olmak üzere basiret ehli herkes İshakî siyasetin Müslümanlara yaradığını görmeye başladı. Bu nedenle İsrailoğulları endişelenmeye başladı. Uçların zayıfladığını hatta törpülenmeye başladığını gördüler. Şimdi başka arayışlar içine girmiş bulunuyorlar. Çok ciddi endişeler taşıyorlar.
Kim uçlarda yer alırsa, kim tümsek veya çukur olmaya kalkışırsa bilsin ki bu sürtüşmeden en başta ve en çok o zarar görecektir. İslam ümmetinin merkezi her zaman gücünü koruyacaktır. Şimdi İslam ümmeti İlahî bir lütuf olarak kendisine dayatılan İshakî siyasetin bereketiyle farklı bir merhaleye girmiş bulunuyor.