Zekeriya: "Rabbim! Bana bir alâmet ver" dedi. Allah da buyurdu ki: "Senin için alâmet, insanlara üç gün, rumuzdan başka söz söyleyememendir…". (Âli İmran:41)

Rumuz; gizli anlamları olan söz ve işaretler, simgeler manasına gelir. Hz. Zekeriya Yahya`nın müjdesini alınca bir ayet istedi. Ayet olarak insanlarla rumuzlu konuşması verildi. Hak Teâlâ ona önce kendi rumuzunu seçmesini ve mesajını bununla vermesini buyurdu.

Çok göz kaş işareti yapan hafif meşrep ve boş kadına da “rumuze” denilmiştir. Rumuze kadın gebe kalmaz. Hayra ve berekete hamile olmaz. Anne hiç olmaz. Varlığı semboliktir. Hakikati yoktur. Rumuz ancak temiz ve dolu bir durumda hakiki bir mesajdır. Bu nedenle kadın rumuze değil rumuz olmalıdır. Mesajı etrafa değil tek bir yöne olmalıdır. Çünkü aşkın ve sevginin rumuzu birliktedir. Aksi takdirde kadın rumuze olarak hep boş olur. Boşuna olur.

Rumuzlu hamileliğin ismi Yahya`dır. Çünkü Yahya diridir. Canlıdır. Gün be gün büyür. Bu nedenle onun mesajı rumuzludur. Anlamak gerekir. Bugün dünyanın hamili Müslümanlardır. Batının rumuzu artık yok. Çünkü onlar hiçbir şeye gebe değildir. Rahimleri boştur. Buradan alınacak bir işaret yoktur. Çünkü temiz aşklarını, eş olma vasıflarını yitirmişlerdir. Bu nedenle onlarda güzel haberin alameti, geleceğin güzel işareti, canlılığın Yahya`sının belirtisi yok. Böyle olduğu için artık mesajlarını sesli veriyorlar. Bombalarla çok gürültülü mesajlar veriyorlar. Ramazanın huzur ve sükûn atmosferine rağmen mesajlarını rumuzla değil patlama sesleriyle veriyorlar. Ama bu bizim değil onların bittiğinin alametidir. Çünkü sesli mesaj gebe olamamanın alametidir. İçi boş olmanın belirtisidir. Öyle bir şeylere hamile olan, yük taşıyan kimse bu kadar pervasız olur mu?

Buna karşılık Müslümanlarda gebelik var. Erkekler hamil, kadınlar hamiledir. Hamileliklerinden şüpheleri yok ki doğumdan kuşkuları olsun. Batılılar torbalarının boş olduğunu çok iyi biliyorlar. Bu nedenle mesajlarını sesli hem de çok sesli veriyorlar. Onlarda sevginin işareti, rahmetin rumuzu yok. Bu nedenle sesli olmak zorundadırlar. Fakat bunun onlara hiçbir faydası olmayacaktır.

Müslümanlar sessiz mesajı, rumuzu tam olarak anlamıyor. Karşıdakilerin torbalarının boş olduğuna bir türlü ikna olamıyorlar. Bu da onların rumuzlarını keşfetmelerine, zaferin işaretlerini görmelerine engel oluyor.

“Ramazan gecelerinde kadınlarınıza yaklaşmanız size helal kılındı. … Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin…” ramazanda bile rumuz bir şeylerin hamili ve hamilesi olmaktır. Sessiz sedasız doğuma hazırlıktır. İşte ramazanda bomba, ramazanda gürültü bu ortamı kaçırmaya yöneliktir. Müslümanlar zaferi çok uzakta arıyor. Zor görüyor zaferi. Ama hakikatte zafer bazen bir rumuzdur. Bir işarettir. O işareti görebilmektir. Kendi rumuzumuzu göremiyor ve anlamıyorsak bari hasetçilerin ve zalimlerin kopardıkları gürültüye bakarak bunu çözmeye çalışalım.

Gözleri fırıldak gibi dönen bir tane rumuze kadın “ben anne olmak istemiyorum” demiş ona şunu söylemek lazım zaten rumuze kadınlar anne olamaz. Onlar her zaman boş kalmaya ve boş olmaya mahkûmdur. İşte batının vaziyetinin özeti budur.

Kadın da erkek de rumuz olmalı. Rumuzunu görmeli hele ki ramazanda mutlaka herkesin bir rumuzu vardır. Buna odaklanmak gerekir. Gürültü patırtı, patlayan bombalar bizi buradan kaçırtmasın. Zira amaç budur. Ancak şunu kesin olarak söyleyelim ki bunların şansı yoktur. Nerden çıkarıyorsunuz bunu derseniz elbette rumuzdan… O halde bu ayda herkes rumuzunu öğrensin, mesajı anlasın.