Savaş motivasyon işidir. Savaşta motivasyonu iyi olan, haklılık duygusu yerinde olan taraf inisiyatif sahibi olur. Buna mukabil motivasyonu zayıf olan taraf uzun süreli bir savaş yürütemez.

Savaş motivasyon işidir. Motivasyon da haklı olma duygusudur. Haklı olma duygusu da kindar olmak değildir. “Kindarlık” ile “haklılık” duygusu birbirine karıştırılmamalıdır. Örneğin kindarlıkla intikam almak için ömrünü tüketen kimseler var. Yani kin, insana bir enerji verir. Güç verir. Cesaret verir. Fakat bunların hiç biri insanda haklı olma duygusunu meydana getirmez.

Gerek silahlı saldırılarda gerekse normal kavgalarda PKK mensuplarının ya ıslık ya da zılgıt çaldığını görüyoruz. Gerek baskınlarında gerek normal kavgalarda PKK mensuplarının narası ıslık ve zılgıttır. Yasin Börü şehit edilirken ıslık ve zılgıt sesleri rahatlıkla duyulabiliyor. Aynı şekilde PKK mensuplarının baskınlarının yer aldığı videolarda “ıslık” sesleri rahatlıkla duyulabiliyor. Pekiyi bu ne anlama geliyor? Demek ki PKK mensuplarının savaş akidesi yok. Anlamlı bir naraları yok. Çünkü savaş anlamlı ve ruhlu “bir nara” işidir. Oysa ıslık ve zılgıt hiçbir şekilde bir savaş narası değildir. Üstelik ıslık ve zılgıt boş bir akidenin ya da akidesizliğin en bariz alametidir. Zira bunu Kur`an-ı Kerim şöyle buyuruyor; “…onların salatı ıslık çalıp el çırpmaktan başka bir şey değildir…” (Enfal:35). Ayette açıkça buyrulduğu üzere ıslık ve alkış bazıları için bir salat türüdür. Zaten salat da bir nara ve yakarıştır. Bazılarının da salatı, ibadeti ıslıktır, zılgıttır. Çünkü bunların kendilerini ifade edecek sağlam ve güçlü sözleri yok. Bunların kendini motive edecek güçlü söylemleri yok. Ruhtan ve ruhaniyetten mahrum bir zihnin narası da ancak ıslık ve zılgıt olur.

Savaşta ve kavgada zılgıt, kadınların intikam hırsıyla çıkardığı bir sestir.  Kin ve nefretin, hayâ ve edebin önüne geçtiğinin açık bir nişanıdır zılgıt. Zılgıt atan kadın sadece kin ve nefretini ortaya koyar.

Savaşta ve kavgada ıslık, oturmamış, anlaşılmayan, karmaşık düşünce ve duyguların olduğunun bir tezahürüdür. Böyle olunca da bunun savaşta ve kavgada motive edici bir rol oynaması mümkün değildir.

Savaş ve kavga sağlam akide işidir. Kimin akidesi güçlüyse o kazanır savaşı ve kavgayı. Kimin narası güçlüyse onun silahı güçlüdür. Kimin narası bir anlam taşıyorsa onun savaşı bir anlam taşır. Narası anlaşılmayanın savaşı ve kavgası da anlaşılamaz. Savaşta kadınları zılgıt atanların savaşımında rahmet olmaz. Adalet olmaz. Üstelik bunun başka yerlerde yansıması da aynı şekilde olur. Islığın ve zılgıtın narası sadece Bölgede değil Batıda da olumsuz bir şekilde yansımasını bulmaya başladı. Batı illerinde Kürtlere yapılan saldırılarda da aynı şekilde ıslık ve alkış seslerini duyuyoruz. Demek ki taraflar farklı da olsa zihniyet aynı olunca doğal olarak ortaya çıkan ses de aynı oluyor.

Bir savaşın bir kavganın uzun süre devam etmesi zihinlerde “acaba” ünlemini oluşturabilir. Ama bunun cevabı yine değişmez. Çünkü zılgıt ve ıslık uzun solukludur. Uzun ve güçlü bir nefese ihtiyaç duyar ama bu asla bir ruha dönüşemez. Dolayısıyla bunun anlaşılır bir hale gelmesi,  anlamlı bir hale gelmesi söz konusu değildir.

Zılgıtlı ve ıslıklı nara ile yapılan bir savaşın, verilen bir kavganın sonu yoktur. Alkışlamanın bir seda oluşturması, bir akım meydana getirmesi mümkün değildir. 7 Haziran seçimlerinde CHP ye “alkışlı” seçim propagandası yaptıran şahıs bu görevden alındı. Çünkü alkış, ıslık, zılgıt sahibine hiçbir motivasyon sağlamaz. Karşıdakine de güven aşılamaz. Bunlar nefese dolayısıyla nefse dayalı şeylerdir. Bunların ruhu olmayınca bunlarla bir sonuç almak mümkün değildir.