İrade; bir şeyi talep etmek ve ısrarla dilemektir. İrade, bütün canlılar içinde insanın en bariz vasfıdır. Çünkü irade insanın seçme hürriyetini ifade eder.

İrade; aynı zamanda el değirmeninin ortasındaki çubuktur. Hafif hafif esen rüzgârdır.  İnsan iradesine sahip olduğu zaman yavaş yavaş bir hava estirir. Bir esinti ve rüzgâr estirir. İrade sahibi olduğunda değirmen taşının dönmesinde inisiyatif sahibi olur. El değirmeni yuvarlak olduğu ve dönerek iş gördüğü için zaman döngüsünü ifade eder. Bu şekilde değirmen taşı, iradesine sahip çıkan kimse için engelleri öğütür.

İnsan iradesine sahip çıktığı ve iradesini nerde, nasıl kullanacağını bildiği zaman inisiyatif sahibi olur. İradesiyle toplumda belirleyici olur. Her tercih bir irade değildir. Çünkü iradenin özelliği onun bir murada yönelik olmasıdır. Murat da insanın dilediği ve ulaşmak istediği nihai hedef ve gayedir. O halde irade murattır. Murat da iradeye bağlıdır. Murat, bir şeyi aşkla- şevkle talep etmektir. Fakat bu talebin helal ve meşru olması gerekir. İrade meşru bir murada yönelmediği zaman boşa gider. Hz. Yusuf`u kapıları kilitleyip bir dairede tuttuğu halde, Zeliha muradına eremedi. Demek ki insanın muradına ulaşması için muradının meşru olması gerekir. Her taraftan kuşatsa dahi eğer irade meşru bir murada yönelmiyorsa o murat boşa gider. 

İrade hür olmalıdır ki murada ulaşsın. Hz. Yusuf`u bir yere kapatan Zeliha çok istemesine rağmen muradına ulaşamamıştır. Demek ki murat iradenin özgür olmasıyla alakalıdır. Ahlaksızlığı bir tercih olarak gören anlayış asla muradına ulaşamaz.

İnsan sağlam ve kararlı iradesiyle muradına erer. İnsanın muradı güzelse muhakkak onu bulur. Kötü emeller murat değildir. Kötü amaçlar murat değildir. Dolayısıyla buna ulaşmak diye bir şey yoktur. Kötü amaç murat değildir ki ona ulaşılsın.

İrade ile Rüveyda arasında doğrudan bir bağ vardır. Rüveyda, mühlet ve az bir zaman demektir ve o da iradeyle aynı köktendir. Demek ki irade ile murad arasında bir mühlet vardır. Bu ikisinin arasında Rüveyda vardır. İnsan kendine mühlet vererek muradına erer. “Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman-Rüveyda tanı.” (Tarık:15-17) buyrulur. Ayette geçen Rüveyda, mühlet ve zaman anlamındadır. Demek ki murat için arada Rüveyda`nın olması gerekir.

Rüveyda bir yenilgi değildir. Aksine yolun yarısıdır. Rüveyda bazen kısa bir celse, bazen kısa bir halvet, bazen de uzun bir meclistir. Ama her hâlükârda Rüveyda-mühlet, güzeldir. Dinlendiricidir. Muradın hoş bir esintisidir. İrade ile murat arasında bir bağ kuramayanların Rüveyda`sı yoktur. Rüveyda onlara karşı bir hayal kırıklığı olarak çıkar. Onları şoke eder. Çünkü onların iradeleri sağlam ve meşru bir murada yönelik değildir. Onların iradeleri murattan uzak, muratları iradeden mahrumdur. Böyleyken nasıl onların Rüveydaları olsun.

Bu seçimlerde irade ile murat arasındaki ilişki belirleyici olacaktır. Kimin muradı meşru, kimin iradesi sağlam ise o kazanacaktır. O kazanmıştır. Seçimlerdeki her sonuç onu muradına erdirir. Sonuçlar ya Rüveyda ile bir fasıla ya da onunla bir hâsıladır.

Bu seçimlerde irade, murada ermek için kullanılsın. Her şey güzel ve mukaddes murada yönelik olsun. Ancak Hür ve Temiz adaylar murattır. Madem öyle iradenin de onların olması gerekir.