Allah(CC), “Sarhoş iken ne söylediğinizi bilecek duruma gelmeden ve cünüp iken namaza yaklaşmayın”(Nisa: 43) buyurur. Görüldüğü gibi ayet-i kerimede abdesti gerektiren hallere ilaveten sarhoşluk ve cünüplük de namaza mani haller olarak ifade buyrulmuştur. Burada sarhoşluk özel manada içki sarhoşluğudur. İçki sarhoşluğu gibi insanı, ne söylediğini bilemeyecek kadar gaflete ve cehalete düşüren başka haller de vardır. Buna da dikkat etmek gerekir.
Bu ayet-i kerimenin içkinin haram edilmesi sürecinde tedrici bir hüküm ifade ettiği konusu ayrı bir meseledir. Burada asıl olan namaz kılmaktan mahrum bırakılmanın hukuki ve fıkhi sonuçlarıdır. Hiçbir maddi sıkıntı, hastalık, vs. namazın kılınmasına mani değilken sarhoşluk ve cünüplük buna engeldir. Buna göre namaz kılmaktan düşen kimseye hiçbir görev verilemez. Güç sarhoşluğuna, korku sarhoşluğuna, zenginlik sarhoşluğuna kapılan kimse namaz kılsa da ne dediğini bilemediği için hükmen bu durumdadır ve ona kamu alanında ciddi hiçbir görev tevdi edilemez.
Cünüplük de namazın kılınmasına engeldir. Cünüp kelimesi, ecnebi ve cenap ile aynı köktendir. Ecnebi, yabancı; cenap ise civar, memleket demektir. Cünüplükte yıkanılmanın farz kılınmasının hikmeti, insanın şehevi bir durumla kendi civarından uzaklaşması ve kendi kendisine yabancılaşması ihtimaline dayanır. Gerçekten cünüplük hali bir yabancılaşma ve uzaklaşma vaziyetini ortaya çıkarabilir. Bu nedenle uzak komşuya da “cünüp” adı verilmiş, bunların da ihmal edilmemeleri tavsiye edilmiştir(Nisa: 36). Cenap, saha ve alan demektir. “Cenab-ı Hakk” tabiri Hakk`ın feleğinde ve dairesinde ona yakın olmayı ifade eder. Cünüp olan kimse uzaklaşma ve yabancılaşma duygusuna kapıldığı için namaza yaklaşamaz. Tekrar namaza yaklaşabilmesi için temizlenerek Hakk`ın cenabına yaklaşması ve O`na yakın olması gerekir.
Hakk`ın cenabından uzaklaşan kimse, hem cünüp hem de ecnebidir. İnsan; değerlerinden, taharetten, arınmışlıktan uzaklaştıkça cünüp olur, kirlenir. Kendi kendisine ve içinde bulunduğu topluma yabancılaşır, ondan uzaklaşmaya başlar.
Bakanların çocuklarını da içine alan son operasyon, bize cünüplüğün iki boyutunu hatırlattı. Sayın Başbakan, “abdestimizden şüphemiz yoktur” dedi. Kendisi için bunun böyle olduğuna inananlar şüphe etmiyor. Ancak yakınında çok sayıda abdestli cünübün olduğunu da kimse inkâr edemiyor. Sayın Başbakan şu anda çok ciddi bir kuşatmayla karşı karşıya. Etrafında ve emrinde yer alan kadroların bir kısmı abdestli cünüp, bir kısmı da ecnebilerin emrindedir. Ecnebilerin emrinde ve cenabında olan kimseler her zaman olacaktır. Bâtılı, Hakk`ın cenabına tercih edenler her zaman olmuştur. Ülkenin bağımsızlığını, batıl ve batılı ecnebilere feda etmekten çekinmeyen ecnebiler vardır içimizde. Bunlar, ülkenin ve toplumun güçlü, özgür, erdemli, aziz olmasını ve İslam Ümmetinin bir parçası haline gelmesini asla istemiyor.
Sayın Başbakan, “abdestimizden şüphemiz yoktur” dedi. Burada şuna dikkat etmek gerekir ki bütün mezheplere göre insan cünüpken abdest alabilir. Yani cünüplük ile abdest ayrı şeylerdir. Demek ki öyleleri vardır ki zahirde abdestli ve fakat hakikatte cünüptür. Çünkü sürekli nefsinin ve şehvetinin emrindedir. Hakk`ın cenabında değildir. Kendi kendisine ecnebileşmiştir. Bu abdestli bir cünüp olduğu için namaz kılamaz, kılsa da namazı onu kötülükten ve münkirden alıkoymaz. Bu nedenle yolsuzluk yapar, rüşvet alır, her türlü rezaleti işler.
Türkiye, batının ve bâtılın emrindeki abdestsiz ecnebilerden ve abdestli cünüplerden çok çekmiştir. Ülke idaresinin muhakkak surette bunlardan kurtulması gerekir. Operasyonlar abdestli ecnebileri hedef alıyor olabilir ama bu operasyonları yapanların, ecnebilerin emrinde hareket eden kimseler oldukları konusunda çok vahim şüpheler var. Abdestli cünüplerin yedikleri haltlar deşifre edilirken bu sefer ecnebilerin ülkenin bağımsızlık yolunda attığı mütevazı adımları sabote etme girişimleri örtbas ediliyor. Abdestsiz ecnebiler, abdestli cünüpleri perde yaparak bir iş çeviriyor olmasın. Bu oyunu bozmak için Sayın Başbakan`a büyük bir sorumluluk düşüyor. Çünkü hedef gösterilen ile hedef alınan farklı olabilir. Abdestli cünüplerin deşifre edilip rezil edilmesi toplumun hayrınadır. Bunların tamamının ortaya çıkarılarak hak ettikleri cezalara çarptırılmaları gerekir. Ancak bunu abdestsiz ve cünüp ecnebilerin değil, ülke içindeki hayırlı ellerin yapması lazım. Aksi takdirde abdestli cünüplerin çok basit bir kısmı deşifre edilirken hakikatte ecnebilerin manevra alanı genişliyor olabilir. Bizim mücadelemiz ikisine karşı olmalıdır. Ne söylediğini bilen, temiz ve sadık, Hakk`ın cenabında olan, güçlü toplumsal tabanı olan siyasi bir yapıya büyük ihtiyaç vardır.
Abdestinden şüphe etmeyen ihlaslı ve temiz cenaplara selam olsun!