Allah (c.c): “Kasem olsun göğe ve tarıka. Sen tarıkın ne olduğunu bilir misin. O, delip geçen bir yıldızdır”(Tarık:1-3)buyurur.
Tarık, yol manasındaki “tariyk” kelimesiyle aynı köktendir. Buna göre Tarık; hem yol gösteren hem de kapıya vurarak(tark ederek) girmek için izin isteyen manasındadır. Dikkat edilirse ayette tarık, gök ile birlikte zikredilmiştir. Bu demektir ki tarıkın kaynağı ve mesajı semadandır. Hedefi yeryüzüdür ama mesajı yerel, yayını karasal değildir. Aksine mesajı evrensel, kapsama alanı da tüm insanlardır.
Cahiller, Kur`an`ın tarığına özenerek onu taklit eder. Bu nedenle uydu vasıtasıyla gökyüzünü kullanarak yeryüzünde kendilerine yol bulmaya çalışırlar. Fakat şu farkla ki bunların kaynakları yerel, yayınları ve programları karasaldır, dünyevidir. Oysa Kur`anın tarığı semavidir. Onun kaynağı göktür.
Tarıklar ikidir; Yerin tarığı, göğün tarığı. Müslüman, göğün tarığıdır. Ordan aldığı mesajı evlere ve kalplere taşımak için yollar kateder. Evlere ve kalplere girmek için kapıyı çalar. Ev sahiplerinden izin ister. Çünkü içeri girmek için usul usul kapıyı çalan kimseye de “tarık” adı verilmiştir. Eğer bu iş zorlamaya ve edepsizliğe varırsa bu matraklık olur. Dünyevi tarıkların, sahte yıldızların işi de matraklıktır. Her alanda da bunun örneklerini müşahade etmek mümkündür.
Allah(c.c); Göğün tarığının delip geçen bir vasfa sahip olduğunu buyurur. Yani göğün tarıkı sakıptır. Matkaptır. Önüne çıkan her engeli delip geçer. En zor yerleri delebilen alete matkap adı verilmiştir ki bu da sakıp ile aynı köktendir. Buna göre göğün tarıkları önlerine çıkan her engeli aşar. Aleyhlerindeki propagandalar, iftira, medya gücü v.s hiç bir şey onların önünde engel değildir. Bütün bunları aşarak insanlara ulaşmayı başarırlar. Fakat kapıya vardıklarında zorla ve izinsiz bir şekilde içeri girmezler. Buna mukabil dünyanın cahil tarıkları insanlara hürmet etmez, zorla içeri girerler. Onların kalplere nüfuz eden, insanların gönlünü fetheden vasıfları yoktur. Kapıyı kırıp içeri girerler. Bu nedenle örneğin planlarına “matraka-balyoz” adını verirler. Çünkü güzellikle kapıları açamayacaklarını bilirler.
Müslüman, gökte yol gösteren tarık yıldızının yeryüzündeki mücesset halidir. Bu nedenle bulunduğu alanda ve konumda bir yıldızdır. Gökten inen Kur`an yıldızlarının konumunu bildiği için hangi alanda olursa olsun orada parlayan bir yıldızdır. Müslümanlar yıllarca yıldızların konumunu bilmeyen kimseleri yıldız olarak görebilmiştir. Artık hakikatin ortaya çıkmasının zamanı gelmiştir. Müslümanlar her alanda yıldız yetiştirmelidir. Kültür ve sanatta, idarede ve siyasette her alanda Müslüman yıldızlara, tarıklara ihtiyaç vardır. İnsanlar onlara bakacak, onları örnek alacak, onları tercih edecektir. Müslümanlar, yıllarca zorla konum işgal eden matrak kimseleri yıldız bilmiştir. Hiç bir mahremiyete hürmet etmeyen, her değeri delip geçen sapık sakıplara itibar etmiştir. Oysa bunlar gökten değil, tepeden inmedir. Bunların gökle bir ilişkisi yoktur. Ama aynı zamanda yerde de kökleri yoktur. Bu nedenle tepeden inmedirler. Gelip milletin tepesine inmişlerdir.
Müslümanlar artık kendi yıldızlarını ortaya çıkarmalıdır. Yıldızların konumunu sadece kendileri bildiğine göre gerçek manada onlardan başkasının yıldız olma ihtimali yoktur. Yıldızların konumunu bilmeden insnalara yol gösterici bir yıldız olmak mümkün mü. Allah(c.c): “Kasem olsun yıldızların konumuna. Bilseniz bu ne büyük yemindir” (Vakıa:75-76) Burada yıldızlar Kur`an`ın hükümleridir. Onların mükemmel konumudur. Buna göre Kur`an yıldızlarının yani hükümlerinin yerini ve önemini bilmeyen kimsenin hiç bir alanda yıldız olma hak ve salahiyeti yoktur. Ama buna rağmen Müslümanlar maalesef yıldızların konumunu bilmeyen her biri parlak ve yol gösterici yıldız mesabesindeki İslam hükümlerini dikkate almayan kimseleri yıldız olarak görebilmiştir. Ama artık işin değiştiğini ümit ediyoruz.
Müslümanlar; idarede, siyasette, kültür ve sanatta yıldız olacak kimseler yetiştirecektir. Fakat bunlar kimsenin tepesinde durmayacak, kimsenin tepesine inmeyecektir. Asla tepeden inme bir tavır sergilemeyeceklerdir. Aksine tarık olarak insanlara yol gösterecek, her engeli aşarak onlara ulaşmaya çalışacaktır.
Artık Müslümanlar bulundukları alan ve konumlarda yıldız olmaya çalışmalıdır. Çünkü yıldızların konumunu sadece kendileri biliyor. Yıldızların konumunu bilen kimselerin de ne olursa olsun bulundukları konumun, mevki ve makamın yıldızları olmaları haktır. Artık millet, tepesinde duran sahte yıldızlardan kurtulmalıdır. Ama bunun için Müslümanların da her konumda ve her alanda parlak yıldızlar olduklarını göstermeleri gerekir. Çünkü hakiki manada Müslümanların iktidarı ancak böyle gerçekleşir.
Kur`an davasıyla yıldızlaşan Müslümanlara selam olsun.