Heyecan: Sevinç, korku, kızgınlık, kıskançlık vb. sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumudur.

Bu çağda insanlar ya çok heyecanlı ya da heyecanlarını yitirmiş vaziyetteler.

Ve her iki durum da şikâyet sebebi oluyor.

Bazılarına göre heyecanın yitirilmesi coşkuyu ve isteği söndürmektedir; soğutmaktadır.

Peki, işin hakikati böyle midir?

Hayır, hakikate göre heyecan pek de iyi bir şey değildir.

Çünkü hakikat nazarında heyecan kurumak ve sararmaktır. “Üzerine yağmur inmiş olan bitkinin sonra heyecanlanıp sarardığını görürsün”(Hadid/20) ayeti bunu açıkça ifade ediyor.

Çünkü heyecanlı kimsede şu haller meydana gelir;

Görüldüğü üzere heyecanın böyle çok olumsuz yönleri vardır.

Sürdürülebilir, istikrarlı bir gayret ve çalışma için heyecan değil RUH gerekir.

İdeal yetişme tarzı heyecanla değildir.

Çünkü heyecan hiçtir.

Hiç: Boş gereksiz ve değersiz şeydir. Ve hiçin aslı heyecandır.

Nefesin düzenli ve sürekli olması şarttır. Heyecanla ilgili bütün haller neredeyse olumsuzdur. Bu nedenle heyecan aslında çok sürdürülebilir bir durum değildir.

Dert sahibi kimseler gençlerin heyecanlarını yitirmelerinin büyük sorun olduğunu düşünüyorlar. Bu nedenle onlara göre heyecanın diri olması, idealin canlı olmasını beraberinde getiriyor.

Öyle de bunun yeterliliği yoktur.

Peki, bunun yerine ikame edilecek olan nedir?

“Öyle bir ekin ki filiz vermiştir. Güçlenmiş, kalınlaşmıştır. Kendi ayakları üzerinde durmuştur.”(Fetih:29) İşte bu ayeti kerimede yukarıdaki ayetten farklı olarak heyecandan söz edilmez.

Bu çağda insanlar hep heyecan peşindedir.

Fakat heyecan sarartır; kurutur.

Bu açıktır. Çünkü bu bir esintidir. Bir üfleme veya bir ruh değildir.

Gençler, büyükler ve küçükler ayakları üzerinde duracak ruha sahip olurlarsa kendileri hareket etmese de insanlar onların gölgesine gelecek. Yerlerinde sabit ve sağlam durmaları bir atalet değil bir istikamet nişanı olacak.

Heyecanla oturup kalkan birçok kimse hiç olup giderken onlar yerlerinden hiç olmayacaklar. Diğerleri dönemsel olarak beğenilse de asıl kâfir ve nankörleri öfkelendirecek olanlar bunlardır.  

Onlar hiçten şeylere değil, dolu şeylere taliptir.

Hâsılı bu son dönemde heyecanın kaybolması çok sorun değildir.

Hatta hayra alamettir.

Ve böylece

HEYECAN DÖNEMİ BİTER DE

RUHUN ASRI BAŞLAR…