Bu salgın döneminde maske, eldiven ve koruyucu elbise çok önem kazandı. Stratejik ürünler haline geldi. Devletler bile koruyucu elbise tedarikinde sorun yaşadı.

Koruyucu elbise bugün olağanüstü şartlarda gündeme geldi. Ama gerçekte koruyucu elbise belli bir döneme has değildir. Her zaman olması gereken bir şeydir. 

Zira iş Hz. Âdemin yaratılmasına kadar gider.

“Ey Âdemoğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Hayırlı olan, ise koruyucu elbisedir…”(Araf:26) Ayeti bunu haber verir.

Ayette geçen “Takva elbisesi” tabiri genelde olduğu gibi “Takva elbisesi” olarak aktarılıyor. İyi de “takva elbisesi” nin tercümesi nedir? Hemen söyleyelim “koruyucu elbisedir.” Çünkü takva, “koruma-sakınma” demektir. Dolayısıyla “takva elbisesi” “koruyucu elbise” demektir.

Hak Teâlâ,  insanı dünyaya indirirken ona “koruyucu elbiseyi” giymesini buyurmuştur. Çünkü dünya şartları her türlü bulaşıcılığa elverişlidir. Sadece virüs, hastalık değil her şeyin bulaşma risk ve ihtimali vardır. Haset bulaşıcıdır, tamah bulaşıcıdır, çokluk yarışı, moda, türlü türlü akımlar bulaşıcıdır.

Bunun gibi bulaşıcı olan daha birçok şey vardır ve her birinin insanın bünyesini tahrip etme, bağışıklık sistemini zayıflatma tehlikesi söz konusudur.

Koruyucu elbiseler-Takva elbiseleri 4 katmandan oluşur:

-Dış katman

-Nem bariyeri

-Isı bariyeri

-İç astar

DIŞ KATMAN

Bu, zararlı kimyasal ve sıvıların içeriye girmesini engelleyen katmandır. Bunun gibi takvanın bu katmanı insanı dışarıdan gelecek olumsuz ve zararlı sızmalara karşı korur. Olumsuz etkileşimlere tepkimelere karşı korur. İç kimyasını korumasını sağlar.

NEM BARİYERİ

Dış kumaşın altında bulunan hemen ikinci katmandır. Takva nem kaybını önler. Nem, cildin ve tenin güzel ve canlı kalmasını sağlar. Bu nedenle takva; erkekler için sağlık ve zindelik, kadınlar için cilt güzelliğidir. Bu, takvanın zahiri koruyuculuğunun bir yansımasıdır

Takva olmadığında, koruyucu elbise olmadığında hızlı bir nem kaybı yaşanır bu da insanın hem içini hem de dışını kurutur. Çatlamalara sebep olur.

ISI BARİYERİ

Bu katman nem bariyerlerinin hemen altında bulunan üçüncü katmandır. Bu katman dış kumaş ve nem bariyerlerini geçerek gelen ısı yüklü hava kabarcıklarını içine alarak absorbe eder. Böylece ısı kaybına engel olur. İnsanın iç ısısını, sıcaklığını, muhabbetini korumasını sağlar. Aksi takdirde insanın ısısı dışarıdaki etkenlere bağlı olur. Oysa insanın ısı dengesi kendi hal ve ihtiyacına bağlı olmalıdır. Dışarısı buz keserken içi sımsıcak olmalıdır. Dışarısı sıcaktan bunalırken içi serin olmalıdır. İşte bunu sağlayacak olan takvanın koruyucu elbisesinin ısı bariyeridir.

İÇ ASTAR

Bu, vücuda temas eden kısımdır. Astar tahriş edici olmamalıdır. Alerjiye sebep olmamalıdır. Takva, insanın iç âlemini, mahremiyetini her türlü tahrişten,  alerjiden ve olumsuz reaksiyonlardan korur. Kur’an, astara “bitane” adını verir. Bu batınla battaniye ile aynı köktendir. Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden batın-astar-sırdaş edinmeyin (Âli imran:118) ayeti bunu haber verir.

Bugün insanların koruyucu elbisesi olmadığı için her şeyleri dışarıya açık olmuştur. Sırları, halleri dışarıya saçılıyor. Sırdaşları ellerindeki aletler olmuş. Bu da onların kişiliklerini, bedenlerini tahriş ediyor. Oysa takvanın iç astarı, gerektiğinde sıcak gerektiğinde de serindir. İpek gibi okşayıcıdır. Vücuda temas ederken tahriş etmez. Alerjik durumlara yol açmaz. Kaşıntıya sebep olmaz.

İnsanlar normalleşmenin nasıl olacağını kara kara düşünüyor. Çünkü koruyucu tedbirlerle fazla gidemeyeceklerini gayet iyi biliyorlar. Nihayetinde sıkılacaklarının, bunalacaklarının, işi gevşeteceklerinin de farkındadırlar. Bunun da kendilerini tehlikeye atacağını düşünüyorlar. Hani haksız da sayılmazlar. O halde çare nedir? Çare “Takvanın Koruyucu Elbisesi”dir.

Bu elbise dünyanın en sağlam, en güvenilir, en sağlıklı, en kullanışlı, en şık elbisesidir.

Bu elbise bıktırmaz, bunaltmaz, sıkmaz ve eğreti de durmaz.

Doğaldır, rahattır, kişiyle bütünleşir, hafiftir, süreklidir, yıpranmaz, eskimez, modası geçmez…

Koruyucu elbise normale, en normale uygun olmadıkça “NORMALLEŞME” olmaz.

Olsa bile normal olmaz…