Fotosentez, tanım olarak ışığın besine ve enerjiye dönüşmesidir. Bunu da bitkiler mükemmel bir şekilde yapabiliyor. Yani anlayacağınız bitkilerin besini ışıktır. Güneşten aldıkları ışığı besin kaynağı olarak kullanıyorlar.

İnsanlara gelince, onlar ışığı enerjiye dönüştürecek bilgi ve teknolojiye sahiptir. En basitinden güneş ışınları enerjiye dönüşebiliyor. Ancak henüz enerjiyi besine dönüştürebilmiş değiller. Bu manada bitkiler insanlardan çok daha ileri seviyededir.

Fotosentezin canlılar için önemi kısaca şöyle sıralanabilir:

-Güneş enerjisi organik besin moleküllerine kazandırılır.

-Atmosfere oksijen verilir.

-Atmosferden karbondioksit emilir.

-Bitkilerin canlı kalması sağlanır.

-Hayvanlar için besin üretilir.

Ancak ışığın besin olabilmesi için onda bir ısının da olması gerekir. Bu nedenle bitkiler güneş ışınlarını fotosentez olarak kullanırlar ama ay ışığını bunun için kullanamazlar. Çünkü ay ışığında ısı yoktur.

Aslında ışık-ziya-nur insanlar için de bir besin kaynağıdır. Yani insanlar da fotosentez yapmalıdır. Bu nedenle Kur’an’da Şems suresi vardır. Birçok ayette güneşten bahsedilir, şemse-güneşe yemin ediliyor. Bu bütün insanlığa şu mesajı veriyor,

Eğer insanlar, güneş misali hakikatten, doğruluktan, marifetten beslenirlerse nasıl ki ışık ve ısı bitkilere besin oluyorsa aynı şekilde onlara da besin olur,  enerji olur. Akılları, bedenleri, ruhları bununla güçlenir. Etraflarına güzel, faydalı hisler, ışınlar salarlar.

Fotosentez yapan bitkiler dünyadaki karbondioksiti emer, oksijen verirler. Fakat insanlar oksijeni alır. Oysa insanların da başkalarına hayat kaynağı, besin kaynağı olmaları gerekir. Çevreye yayılan zehirli, kötü ışınları yok edebilirler. Ama bunun için onların da fotosentezin sırrını bilmeleri gerekir.

Fotosentez ısı ve ışık terkibidir. Bu nedenle Kuran “O’dur size güneşi bir ışık, ayı da bir nur yapan…”(Yunus:5) buyurur. İslam’ın, Kur’an’ın en özel vasıflarından birisi de budur. Kur’an hem ısı hem de ışık veriyor. İnsanın fotosentez yaparak manevi olarak kendini beslemesini etrafına güzel şeyler yaymasını sağlıyor. Ama insanlar bu çağda fotojenik olmayı esas alıyor.

Fotojenik ne demek? Işığı sadece güzel poz vermek için kullanmaktır.  Bunu içselleştirmemek bir etkileşime dönüştürmemektir.

Etrafınıza bakın, herkes elindeki cep telefonuyla ya foto ya da video çekiyor. Maalesef insanların çoğu hakikatin ziyasına, ısısına ve ışığına karşı da böyledirler. Sadece foto çekiyorlar. Işıklarla kalıplarını çekiyorlar. O ışığı, o ısıyı kalplerine çekmiyorlar. Kalplerini bununla telif etmiyorlar. Böyle olduğu için insanlar bunalıyor. Manevi boşluklar, açlıklar yaşıyorlar. İç âlemleri ısıya ve ışığa hasret kalıyor. İçleri soğuyor.

Anlayacağınız fotojenik olmak yetmiyor, fotosentez yapmak gerekiyor. Ancak o zaman insan, âlemin doğal efendisi olur, aksi takdirde fotojenik olmaktan öteye geçemez. Sadece yakışıklı, güzel etkileyici olmaya çalışır; ama içi bomboş kalır.