“Kahrolsun kendi tahminlerini ileri sürenler-komplo teorisyenleri! Onlar ki bir sarhoşluk ve cehalet içinde şuursuzdurlar”(Zariyat:10-11)

Burada komplo teorisyenleri şiddetli bir şekilde kınanmıştır. Çünkü bunlar kendi hayalleri üzerinde bir strateji oluşturuyor ve bununla nizam vereceklerini zannediyorlar. Ama Kur’an bunların kahrolmaya mahkum olduklarını buyuruyor. Neden? Çünkü komplo teorisi üreterek bunun üzerinde siyaset yapmak büyük bir kumardır. İlahi iradeyi dikkate almamaktır.

“Medeniyetler çatışması, tarihin sonu” gibi komplo teorileri üzerinden yürütülen siyasetin bedelini herkes ödüyor.

Peygamber (sav), olgunlaşan hurma, üzüm, elma gibi bahçe bitkilerinde rekolte tahminine izin vermiş; ama buğday, arpa, mercimek gibi tarla bitkilerinde rekolte tahminine izin vermemiştir. Buna göre bahçe bitkileri sahipleri daha ürün bahçedeyken uzmanına tahmin ettirmek suretiyle ürünlerini kaldırmadan zekâtlarını verebilirler. Ama tarla bitkileri için bu mümkün değildir. Tarla bitkileri için hasattan sonra sapla saman birbirinden ayrıldıktan sonra zekât çıkarılır. Peki, bu neden böyledir? Çünkü tarla bitkileri bariz değildir. Burada ürünler yerdedir. Daha başını kaldırmamıştır. Onlar için ilahi kader ve takdir belli değildir. Bu nedenle bunlar için tahminde bulunulamaz. Ama ağaç ürünleri yerden yüksektir. Onlar için ilahi kader takdir edilmiştir. Bu nedenle bunlar için tahminde bulunulabilir.

Buna göre tahmin, olgunlaşan bahçe ürünleri, komplo teorisi ise tarla bitkilerinin ürünleri hakkında fikir ve yargı beyan etmektir.

Ağaç “şecere”dir. Bir şeyin şeceresi belliyse ve ürünü olgunlaşmışsa bunun için tahmin yapılır. Ama sapla saman karışıkken tahminde bulunmak komplo teorisyenliğine girer. Bunun üzerine inşa edilen strateji çok trajik sonuçlar doğurur.

Amerika’da Batı’da think-tank kuruluşları gerçeği tahmin etmekten çekiniyor. Bu nedenle tarla bitkilerini tahmin ederek vaziyeti kurtarmaya çalışıyorlar.

Ağaç ürünlerini tahmin etmek onların hesabına gelmiyor. İslam âlemi soylu bir şecere-güzel ağaç misalidir. Tarihi, kültürel, sosyal, beşeri şeceresi son derece sağlam ve verimlidir. Bunlara bakarak tahminde bulunduklarında moralleri bozuluyor. Bu nedenle doğal makul tahminlerde bulunmak yerine komplo teorileri geliştiriyorlar. Ama bu da onların istediği sonucu vermiyor.

“Muhammed Allah'ın elçisidir.(…) Onunla birlikte olanların İncil'deki vasıfları şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, kökleri üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ziraatçıların da hoşuna gider, kâfirleri ise öfkelendirir.” (Fetih:29) İşte burada komplo teorisi bir şey ifade etmiyor. Çünkü bu ekin gövdesi üzerinde ayakları üzerinde dimdik ayaktadır. Ve iyi niyetli tahminciler hakikati görüyor. İlerde bunlardan ne kadar semere çıkacak, ne kadar zekât ürünü çıkacak biliyor ve buna seviniyorlar. Ama komplocular zorlama ve saçma teorilerde ısrar ediyorlar.

Peşinen söyleyelim: Batının komplo teorisyenleri, Fukuyama’sı, Huntington’u boşuna uğraşıyorlar. Onlara bakan arif ve hekim kimseler onlar hakkında komplo teorisi öne sürmeye ihtiyaç duymuyor. Bilakis onlar hakkında net tahminlerde bulunuyor. Çünkü onların tarlaları artık ürün vermiyor. Kadınları doğum yapmıyor. Tarlaları boş kalmış, tohum atma gibi bir dertleri yok. Attıkları tohumlar da boşa çürüyüp gidiyor. Onlar İslam âlemi hakkında komplo teorileri öne sürüyor; ama onlara bakan basiret sahipleri çok net tahminlerde bulunabilir.

Ve ilginçtir İslam âlemi tahminlere konu olduğunda çok parlak bir durumda görülüyor. Komplo teorileri ile bir karamsarlık oluşturulmaya çalışılıyor. İslam âleminde bazı aydınların, müfekkirlerin, stratejistlerin, siyasilerin onları gerektiğinden fazla ciddiye almaları onların işine yarıyor.

Onlar ne kadar komplocu olsalar onlara doğru tahminlerle karşı konulmalıdır

Allah’ın izniyle biz komplocu değiliz, hakikatin kâşifiyiz, dileyen inanır isteyen inanmaz.

Sonuç olarak,

Yaşasın tahminciler kahrolsun komplocular!