İsraf denilince hemen akla yemeklerin çöpe atılması geliyor. Bu en bariz ve anlaşılır israf çeşididir. Fakat israfın başka çeşitleri ve anlamları da vardır.

Mesela normal şekilde ve kıvamında yenilen yemeğin de israf edilmesi mümkündür.

“Bu nasıl olur?” diye soracaksınız.

Şöyle olur, alınan her yemeğin bir enerjisi vardır. Alınan yemeğin israf edilememiş olması için ondan hâsıl olan o enerjinin diğer adıyla o kalorinin de yerinde kullanılması gerekiyor.

Kalori nedir?

Yalın bir tanımla kalori, vücudumuzun yakıtıdır ve hararet anlamındadır. Yani alınan gıdalar insan vücudundaki enerji santrallerine yakıt oluyor ve insanın hal ve tavırları bu enerjinin israf edilip edilmediğini ortaya koyuyor. Mesela yerinde duran bir arabayı çalıştırmak yakıt israfıdır. Boşuna bir lambayı yamak enerji israfıdır. Araba çalıştığı halde yol almayınca yakıt israf edilmiş oluyor. Lamba açık olduğunda o ışıkta faydalı bir şey yapışmıyorsa enerji israfı oluyor. Nitekim bu fizik kurallarına göre de böyledir. Bir şeyi yerinden kaldırıp aynı yere koymak iş sayılmaz. Bir hareketin iş sayılması için mesafe kat etmesi gerekiyor. Bu nedenle bugün insanın yemeyip çöpe attığı yiyecekler israftır. Ama yiyip de enerjisini boşa tükettiği yiyecekler de hakikatte israf edilmiş oluyor.

Çünkü israf, yapılan işte maksadın olmamasıdır. Adam yiyor ama maksadı yok, yerinde kıvranıyor. Bu yiyecek çöpe gitmemiş ama yine de israf olmuştur. Çünkü enerji boşa gitmiş, yakıt boşa harcanmıştır.

Bugün asıl israf, yemeyip çöpe attıklarından ziyade yiyip de enerjisini boşa harcadıklarıdır. Alınan kalori araba misali bedeni çalıştırıyor ama yol aldırmıyor. Çünkü maksat yok, hedef ve murat yok.

Bu manada israf aynı zamanda kalori israfıdır. Bu nedenle hadlerini aşan günahkârlara, maksadı olmayan kimselere Kuran “müsrifler” (Yunus:12) adını verir. Firavun yeryüzünde büyüklenen müsriflerdendi.(Duhan:31) Çünkü firavun ve onun gibiler kalorilerini boş yere hatta kötü yere harcıyor. Firavun öyle iri biri değildi. Yiyerek ne kadar israf edebilir ki. Ama onun israfı yedikleri zulüm ve hadsizlik için kalori oluyordu. Buna göre “yiyin için ama israf etmeyin”(Araf:31) Ayeti, “hem yiyecekleri çöpe atmayın hem de elde edilen kalorileri boşa harcamayın” demektir.

Ve bu sonuca göre günümüzde temelde iki tür israf vardır:

-Yemeklerin çöpe atılarak israf edilmesi

-Yemeklerin yenilerek israf edilmesi ki buna tüketim adını da veriyorlar.

“Şunu tüketin” diyorlar. Zaten tüketilen şey bizatihi israftır. İyi de efendiler tükettiğiniz şeyin yerine ne ürettiniz. Bir tüketim varsa karşılığında üretim de olmalıdır.

Evet, insanların çoğu tüketiyor ve yerine de elle tutulur bir şey üretmiyorlar. Belki gözle görülür üretimleri kilolarıdır. Kiloları arttıkça onları eritmek için kalori yakıyorlar. Ve bu da hepten israf oluyor.

Raporlara göre serpme adı verilen kahvaltı ziyafetlerinde israf hat safhadaymış. İyi de kardeşim o kahvaltıyı alıp da sere serpe olan kimselerin o hali de bizatihi israf değil mi? Madem yerinizde böyle debelenecektiniz ne diye o gıdaları aldınız.

Evet, çöpe gidenler israftır ama kimse kusura bakmasın bazen çöpe gidenler bir takım kimselerin yediklerinden daha az israftır. Belki çöpe gidenler birçok canlının besin zincirine katkı sağlar. Bir sürü böcek, kurt, kuş, kedi vs. bundan yararlanır. Ama bazılarının aldıkları kötü işler için bir enerji kaynağıdır ve asıl israf da budur.

Ve "Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen müsriflerin emrine uymayın." (Şuara:151-152) Çünkü bunlar hep tüketir ama hayırlı bir şey üretmezler. İnsanları hep kalori almaya teşvik edip bunları kötü amaç ve yollarla yakılmasını teşvik ederler. “Bol bol cips yiyin sonra uzanıp TV seyredin.” diye her türlü israfa teşvik ediyorlar.

İşte bunun gibi yüzlerce binlerce örnek vardır. ve asıl israf da budur…