Kendi içinde büyük ölçüde ırk, soy, kültür ve inanç temelinde homojenliği bulunan, dışarıya karşı refleksleri ve mukavemeti olan topluluğa kavim denir.

Ümmet ise sağlam bir yolu ve seyri olan, değerler bütününe sahip kavimler, halklar ve milletlerdir.

Kavim ve ümmet birbirinin zıddı ya da alternatifi değildir. Kavimsiz olmaz Ümmetsiz de olmaz. Sorun bunların birbirine alternatif olarak görülmeleri ve sanki biri varsa diğeri olmazmış gibi anlaşılmalarıdır.

Evet, kavim bir gerçektir hatta gerekliliktir. Ama kavim ümmetin yerine ikame edilemez.

Aynı şekilde ümmet kavmi ortadan kaldıran bir rol ve göreve sahip değildir.

Ümmet ile kavim arasındaki şu farklara dikkat edelim,

Kavim ile mukavemet aynı köktendir. Bu nedenle kavim iyi ve kötü anlamda mukavemet ve direnç gücüne sahiptir. Dışarıdan gelen şeylere karşı bir direnç gösterir.

Ümmetin bir anlamı maksattır. Bu nedenle ümmet, hem mukavemeti hem de direnişi esas alır. Uzun süren ve pes etmeyen bir direniş bilincine sahiptir.

Kavim ile kıyam aynı köktendir. Bu nedenle kavmi-milliyetçi refleksler çok kolay bir şekilde harekete geçer. Kavim kolay kıyam eder, ayaklanır.

Ümmet, zaman ve devir anlamındadır. Bu nedenle refleksi daha ağır; ama mücadele bilinci daha anlamlı ve daha kalıcıdır. Ümmet kıyamdan ziyade süreci, hedefi ve zamanı esas alır.

Kavim ve takvim aynı köktendir. Bu nedenle kavim sadece kendi takvimini esas almaya meyillidir. Bu da onu zaman ve huy anlamında sınırlandırır.

Ümmet, kitap anlamına gelir. Kavmin takvimine karşın ümmetin kitabı vardır. Ve o kitap takvimi de kapsar. Takvim kitabın içindedir. Ümmet bunu da dikkate alır.

Kavim ile kıyamet aynı köktendir. Çünkü kavim haklı veya haksız bazı sebepler için “kıyameti koparmaya” meyillidir.

Ümmet ise duvar örülürken çekilen ip demektir. Bu nedenle ümmet kıyameti koparmak yerine bina eder.

Kavim ile kıvam aynı köktendir. Kavim kendi kıvamındadır. Belli bir yoğunluğu ve homojenliği vardır. Bu nedenle farklılığı, çeşitliliği bir terkip olarak görmez. Bunun homojenliği bulandıracağını zannederek bunalım takılır. 

Ümmet ise Ümm’dür. Anadır, heterojendir. Bu heterojen vasıf onda bir bulanıklık, dolayısıyla bunalım oluşturmaz. Aksine sağlam ve zengin bileşenlere sahip olmasını sağlar.

Kavim boyu olan demektir. Bu nedenle meseleleri enine değil sadece boyuna düşünür. Bu da bazen onun dikine gitmesine sebep olur.

Ümmet önde olan imam anlamındadır. Bu nedenle meseleleri sadece boyuna değil enine de düşünür. Hem dik durur hem de enine sağlamlaştırır.

Eğer ümmet, kavimsiz olursa mukavemet gücünü yitirir.

Eğer kavim, ümmetsiz olursa amacı olmaz sadece refleksleri olur.

Eğer kavim ümmetsiz olursa kıyam edebilir; ama ikame edemez. İnşa edemez.

Şimdi kavimler göç ediyor. Ama bunun güce dönüşmesi de söz konusudur. Yeter ki bu konuda güçlü bir ruh ve bilinç, plan ve tedbir söz konusu olsun.

Şimdi Suriyeli mültecilere karşı organize bir propaganda ve tahrik süreci yürütülüyor. Mültecilerin sebep oldukları bazı sorunlar bir tarafa burada amaç mülteciler üzerinden ümmet bilincini, değerleri yok edip yerine sırf kavmi refleksleri ve asabiyeti yerleştirmektir. Bunun bütün insanlığa İslam âlemine ve ülkeye çok ağır maliyeti olur. Bu maliyet şimdi Suriyeli mülteciler için harcananları milyar kat aşar. 

İslam âlemi bu saatten sonra ümmet bilincinden mahrum kavmiyetçiliği kaldıramaz.

Mültecilerle bir somun ekmeği paylaşmak birliğin vidasının somununu çok sağlam sıkar.