“Gevşemeyin, üzülmeyin…” (Ali İmran:139) buyrulur.

Bu ayeti kerime basbayağı gergin olmamızı emrediyor. “gevşemeyin…” yani “gergin olun. Sarkık olmayın. Gerilin.” Diyor. Neden? Çünkü gerilmemek bazen acizliktir, sesin çıkmamasıdır. Bu nedenle ayet gevşemeyin bilakis gerilin diye emrediyor.

İnsan, aile, toplum kendi içinde rahat ve huzurlu olmalıdır ama dışarıya karşı tam tersine duyarlılık halinde olmalıdır. Bu duyarlılık da gerektiğinde bireyi, toplumu germelidir. Germelidir ki sesi sedası çıksın.

Gevşemeyin, bilakis gerilin! Çünkü iyice gerilmeyen saz telinden ses çıkmaz. Nağme çıkmaz. Böyle bir tele ne kadar mızrapla vurursanız vurun kâr etmez. Sizin âlem içinde ezginiz, marşınız söz konusu olmaz.

Gevşemeyin, bilakis gerilin! Çünkü gerilmeyen tefin derisinden ses çıkmaz. Gevşek ve sarkık tefe, darbukaya istediğiniz kadar vurun tınlamaz. İşte gevşemek gerilmemek öyle bir hale getirir ki darbeler bile kâr etmez. Oysa deri gergin olursa bir dokunuş bile ses çıkarır.

Gevşemeyin, bilakis gerilin! Çünkü yüz bile sarktığı zaman güzelliğini yitirir. Şimdi estetik adına yüz gerdirme operasyonları yapılıyor. Halbuki kişi hak adına gerilirse belki de böyle bir şeye hiç ihtiyaç kalmayacak. Fakat duyarsızlık, rehavet insanların yüzlerine yansıyınca çareyi yüz gerdirme operasyonlarında buluyorlar.

Gevşemeyin bilakis gerilin! Çünkü elektrik telleri sıcakta gevşiyor. Demek ki rehavet gevşetiyor. Bu da daha fazla enerji kaybı demektir. Ve bugün İslam aleminde nesil rehavete kapıldığı için enerji kaybına maruz kalıyor.

Gevşemeyin bilakis gerilin! Çünkü gerilmeyen yay, oku uzak mesafeye ve de tesirli bir şekilde fırlatamaz. Bugün İslam aleminin gerilme katsayısı düşük olduğu için oku uzağa fırlatamıyor. Yanı başındaki olaylara dahi müdahil olamıyor.

Gevşemeyin bilakis gerilin! Çünkü gerilmeyen telin titreşimi ve frekansı zayıftır. Ses telleri titreşimle çalışır. Ses telleri gevşediğinde insanın sedası kesilir. Kimseye mesaj veremez. Kimse ona umut bağlamaz.  

Hâsılı kelam gevşemenin böyle soyut-somut birçok olumsuz neticesi vardır.

Ve bugün Müslümanlar artık gerilmiyor. Zindanlar, katliamlar, işgaller, darbeler, emperyalist müdahaleler bile artık fazla kimseyi germiyor. En etkili en can alıcı meselelere karşı bile bakıyorsunuz bir rehavet bir gevşeme almış başını gidiyor. Bu nedenle İslam aleminin nağmeleri duyulmuyor. Oyları, tercihleri değerli olmuyor.

Velhasıl bu kadar hadise, trajedi telleri germelidir.

Germelidir ki ses gür çıksın. O ses seda olsun, oy olsun.

O kadar ki dünyanın en uzak yerindeki mazlumlar, mahrumlar bile bunu duysunlar. O frekansa bağlanıp umutlansınlar.

Onlar da ses versin. Oy sahibi olsun. Varlığını fark ettirmenin tadını alsınlar, onurlu olmanın hazzını yaşasınlar…