Malum, “sağ-sol” tabiri düşüncede, siyasi tavırda iki farklı, hatta iki zıt kutup olarak biliniyor.

Sol, aksiliği aykırılığı ifade eder. Ki buna ayrıca “çap-çep” deniliyor.

Sağ, "iyi, muteber, sağlık, esenlik, itibar” demektir. Ki buna ayrıca “rast/doğru” deniliyor.

“Aksiliği, huysuzluğu, tersliği üzerinde olmak” anlamında “sol tarafından kalkmak” diye bir tabir vardır.

Sağ ile sol elbette zıt iki kutuptur. Sağın tarafları solun tarafları Kur’an’da da farklı vasıf ve neticeyle zikredilir.

Fakat ilginç bir şekilde Kur’an-ı Kerim, cariyelere “sağ elin tuttuğu” anlamında “eyman” adını verir. Çünkü sağ el itaattir. Bağlılığı ve sevgiyi ister.

Sağ el, aksiliğe tersliğe izin vermez. Bu bağlamda cariye de efendisinin her dediğini yaptığı için “sağ elin tuttuğu” oluyor.

Sol elin tuttuğu ise hür oluyor. Çünkü bazen aksilik ve terslik yapma ihtimali vardır ve bu da tolere ediliyor.

(Bu arada beyefendiler de eşi ile yolda yürürken hanımının daha çok kendisinin solunda mı yoksa sağında mı olduğunu bir kaç saniye düşünsün.)

Sağ, muhafaza eder. Korumacılık; kaosu önler, huzur ve istikrarı sağlar ama bu durum bazen sabitlenmeye yol açar. Gelişmeye engel olur.

Sol aksilik eder. Terslik, serbesti ister. Aksilik bazen fantastik sonuçlar doğurur. Serbestlik, biraz rahat olmayı sağlayarak farklı ufuklar açabilir. Ama bu bazen isyana, hadsizliğe varabilir. İpini koparmaya, tadını kaçırmaya varabilir.

İslam âleminde sağ-sol, tamamen zıt iki kutup olarak biliniyor. Bilinçli, idealist tabakanın bir kısmı sağda bir kısmı da solda kendilerini konumlandırıyor. 

Sadece sağ sol olmak yetmez. Bir de Sağın solu solun sağı diye bir tasnif olmalıdır.

“Sağın solundan” kastımız, sağın içinde aykırı aksi ve fantastik haller de olmalıdır bizde. Böylece sağın değişime, gelişime karşı statükocu olmasının önüne geçilir. Sağın kendini geliştirmesinin yenilemesinin yolu açılır.

Eğer sağın solu olmazsa renklilik, zıtlık, elektriklenme olmaz. Bağlılık, sınırlamaya sebep olur.

“Solun sağından” kastımız, solun içinde sağ-duyu biz olmalıyız. Onun tamamen kendini kaybetmesini önlemeliyiz. Bir noktada kendine gelmesini sağlamalıyız.

Ama insanlar sadece bir kutbun olmasına tahammül eder.

İslam idaresinde, toplum yapısında sağ sol kaçınılmaz olarak vardır. Ama bu, “sağın solu, solun sağı” şeklindedir.

Bir ülkede bir toplumda sadece sağ sol varsa kutuplaşma olur. Sağın solu solun sağı varsa anlayış oluşur. İki zıt kutup arasında temas ve anlayış meydana gelir. Bu da birliği ve sükûneti sağlar.

İnsanların bir kısmı aksidir, serbesttir, çeppidir, solaktır. Ama yine de onların derinliklerinde bir sağduyu vardır. Bir noktada bunu tutabilmek gerekir.

Yerel seçimler bize, “sağın solu solun sağı” diye bir tasnif olduğunu hatırlattı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri yazının kaleme alındığı ana kadar netleşmiş değildi. Ancak şunu söyleyebiliriz ki İstanbul’u ya sağ yönetecek ya da solun sağı yönetecek. Çünkü CHP adayı “sözde veya özde” böyle bir portre çizerek seçime ortak oldu.