Miraç gecesinde Peygamber(sav)`e birinde süt, birinde bal ve birinde şarap olan üç kâse sunulmuş, bunlardan birini seçmesi istenmiştir. Rasulullah da(sav) sütü seçmiştir. Bunun üzerine Cibril(as) dedi ki: “Doğru olanı seçtin. Süt, senin ve ümmetinin fıtratıdır.”

Bal; şifadır,  ilaçtır. Daha çok hastalık durumunda ona ihtiyaç duyulur. Ayrıca dünyadaki balın rengi, muhteliftir. Karışıktır. (Nahl:69). Bu nedenle Allah(c.c); “cennette saf baldan ırmaklar vardır” (Muhammed:15) buyurur.  Bu da dünyadaki balın saf olmadığının dolaylı bir delilidir. Şarap, sahte coşku vasıtasıdır. Kur`an`ın hikmeti insana hakiki coşkuyu veriyor. Yani dünyada şarap, Ümmet-i Muhammed`e lazım değildir.

Peygamber(sav), sütü seçmiştir. Sütün rengi beyazdır. Kan ve fışkı arasından çıkıp gelir. Hem ruhun hem de bedenin gıdasının nişanıdır. Peygamber(sav) sütü seçerek aynı anda ümmetine aşkı, ilim ve hikmeti, neslin selametini hediye etmiştir. Çünkü süt, kan ve fışkı arasından çıkıp gelmektedir. Eğer ihlas olmazsa, sadakat olmazsa sütün saf ve temiz olması mümkün değildir. Bu nedenle Firavunun önüne gelen sütün içinde kan vardı. Çünkü Firavun aşka ve tevhide ihanet etmişti.

Peygamber(sav),  sütü seçmiştir. Çünkü süt, nikah akdini temsil eder. Sahih bir nikah akdi olmadan çocuk doğuran kadının sütü bozuktur. Çünkü bu birleşme ihlaslı değildir. Haincedir. Bu nedenle böyle bir ilişkiden doğan çocuğun temiz ve saf bir süt alması mümkün değildir.

Süte “leben” ismi verilir. Güneşte kurutulan çamurdan yapılan kerpiçe de aynı kökten “lübne” adı verilir. İnsan bedeninin yapı taşı çamurdur. İnsan adeta lübneden(çamurdan kerpiç) inşa edilmiştir. Leben(süt) ise onun ruhunun ve fıtratının nişanıdır.  Yani sağlıklı, şerefli ve mutlu insan sadece lübneden ibaret değildir. Aynı zamanda temiz ve saf bir lebene-süte sahiptir. İnsanın bedeni çamurdandır. Çamurun rengi ise müphemdir. Fıtratı ise süttür. Onun rengi beyazdır. Eğer kadın ve erkek arasındaki ilişki nikah akdine dayanıyorsa bu süt aşkın ruhundandır. Bu nedenle bedenin kanı ve pisliği ona karışmaz. Aksi takdirde o süte kan karışır.

Allah(c.c): “akitlerinizi yerine getirin. Size yazılan hayvanların etleri helal kılındı…” (Maide:1) buyurur. Ayette,  “behime” kelimesi geçmektedir. Behime, dört ayaklı hayvanlara taalluk eden bir kelimedir ki bu da “müphem” kelimesinden türemedir. Hayvana “behime” denilmesi onun soyunun ve neslinin müphem olması sebebiyledir. Müphemlik anlaşılamayan fikir ve duygulardır. Belirsiz bir haldir. Neden hayvana “behime” denilmiştir. Çünkü onun soyu müphemdir. Ama insan öyle değildir. Nikah akdiyle soyunu müphemlikten kurtarır. Ayeti kerimede “akde bağlılık ile hayvanın etinin helal kılınması” hususunun beraber zikredilmesi, Kur`an-ı Kerimin acayip ve de latif hallerindendir. Buna göre insan, müphemlikten akitle kurtulur. Eğer nikâh akdi varsa soyu da aklı da müphem değildir. Eğer nikâh akdi varsa süt, aynı anda hem ruh hem beden açısından saf ve temizdir. Aksi takdirde onun soyu müphem olan hayvanın soyundan farksızdır. Herhangi bir üstünlüğü söz konusu değildir. Yani insanı hayvan üzerinde tasarruf sahibi kılan insanın akit yapabilme kabiliyetidir.

Peygamber(sav), Miraç gecesi süt kasesini tercih ederken kadın-erkek arasındaki münasebetin nikah akdiyle olması gerektiği mesajını vermiştir. Peygamber(sav),  ümmetinde müphemliğin olmasını istememiştir. Bunun için sütün saf ve temiz; saf ve temiz olması için de kadın-erkek münasebetinin akde dayalı kutsal bir aşkın ürünü olması gerekir. Ebeveynler, çocuklarınıza temiz süt vermek için siz önce aşkı için. Yani aşk için temiz süt için.

Hükümet, okullara süt dağıttı. Sütün kemiklere, bedene falan faydalı olduğu anlatıldı. Bazı çocuklar bu sütten zehirlendi. Mesele bu değil. Sadece çocuklar değil bütün toplum; kanın karışmadığı, akdin binaenaleyh aşkın ve sadakatin ürünü olan süte muhtaçtır. Hükümetin verdiği süt-leben, sadece insanın bedenine yani lübneye hitap ediyor. Bedene yönelik olan bozuk sütün etkileri hemen müşahede edilir. Ya akde dayalı olmadığı için, aşka ve sadakate dayanmadığı için içine kan karışmış olan bozuk sütün ruhun üzerindeki olumsuz etkilerini, bundan kaynaklanan zehirlenmeyi kim ve nasıl fark edecek? Çocuklara süt verilsin, fakat nesil üzerindeki tehdit kalkmadan çocuklara verilecek sütün halis olması, faydalı ve şifalı olması hem bedene hem de ruha derman olması mümkün değildir. Türkiye`de okullar müphem alanlar haline gelmiştir. Müphem şekilde varlığını devam ettirenler ancak hayvanlardır. Bir an önce toplumun tüm alanlarının müphem olmaktan çıkarılması gerekir. Lise çağındaki gençlerden isteyenin evlenebilmesi için her türlü tedbirin alınması, her türlü imkânın seferber edilmesi gerekir. Çocuklar, gençler herkes akitle hayat bulan münasebetin sütüne muhtaçtır. Önce ve daima bunun verilmesi gerekir. Diğerini vermek mesele değildir.

Akde, aşka ve sadakate dayalı münasebetle çocuklarına temiz süt verenlere selam olsun.