Allah(c.c): “De ki, Allah`ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin-sevdirsin”(Al-i İmran:31) buyurur. Ayette geçen sevgi “muhabbet” kelimesiyle ifade buyrulmuştur. Allah`ın sevgisi bütün kâinatın sevgisi anlamına gelir. Binaenaleyh ayeti kerime aynı zamanda “…Allah da sizi sevdirir” manasındadır.

Muhabbet ve habbe aynı kökten gelir. Muhabbet, sevgi; habbe ise tahıl tanesi, su kabarcığı, terin damlaması, su testisi ve suyun üzerinde oluşan belirgin çizgiler manasına gelir. Buna göre Allahın bir insanı, bir cemaati sevmesinin bütün insanlar tarafından müşahede edilen somut alametleri ve bariz tecellileri vardır.

Muhabbet ile habbe birbiriyle alakalıdır. Habbe; tam anlamıyla şekil almış, tamamlanmış olan başağın içinin dolmasıdır. Eğer başağın içinde habbe olmazsa o başak sadece saman olur. O başak insanlara besin olmaz. Başağın insan için besine ve gıdaya dönüşmesi ancak habbeyle(tane) söz konusudur. Bu nedenle Allah(c.c); “Peygambere tabi olursanız sizi tahbip ederim” buyurur. Yani siz, bir kabuksunuz. İçiniz boştur. Ancak muhabbetimle içinizde habbe olur. Ancak içinizde habbe olduğunda saman gibi olmaktan kurtulursunuz. Malum, saman hafiftir. Hayvanlara yemdir. Rüzgar önünde savrulur. Tarlanın ekilmesi, ziraat mesleği esasen habbe içindir. Çiftçiyi sevindiren, mutlu eden, yorgunluğunu unutturan habbedir. Ziraatı ottan ayıran en önemli şey habbedir. Habbe olmazsa ziraat ottan ibaret kalır.

Ter damlasına da “habbe” denir. Ter, sıkıntının ve yorgunluğun alametidir. Demek ki muhabbet; terin habbe habbe damlamasıdır. Terin habbesi; muhabbetin nişanı, hayır ve bereketin habercisidir. Çiftçi yorulmadan terin habbesini dökmeden başağın habbesini elde edemez. Muhabbetle yapılan işin muhakkak habbesi vardır. Yani hem teri, ham de ürünü vardır.

 Habbe; aynı zamanda su testisidir. Çünkü su testisi suyla dolduğunda bunu dışarıya habbe habbe, damla damla gösterir. Su testisi suyla doluysa muhakkak bunun işaretini verir. Susayan kimse de onu eline aldığında acayip sevinir. Ondan su içmenin müthiş keyfini alır.

 Muhabbet öyle bir şeydir ki suyun üzerinde dahi habbe habbe izini belli eder. Demek ki toprakta haydi haydi kendini belli eder.

 Peygambere tabi olduğunu, Onu sevdiğini göstermek için meydanlarda toplananları elbette Allah(c.c) sevecektir. Elbette onlara muhabbet edecektir. Onların muhabbetlerinin nişanı olarak alınlarından akan ter habbelerinin karşılığını elbette ve fazlasıyla verecektir. Sadece karada değil, su üzerinde dahi onların eserini gösterecektir.

 Allah(c.c), kendisinin ve Peygamberinin muhabbetiyle bir araya gelenlerin, meydanları dolduranların içini elbette habbe habbe dolduracaktır. Onlar insanların gıdası ve besini olacaktır. Onlar hiç merak etmesin, kimse onlardan müstağni kalamaz. Besin almak için, gıda almak için insanlar mecburen onlara gelecektir. Birilerinin ısrarla ve inatla hatta hasetle onların coşku ve muhabbetlerini göstermemesi hiç ama hiç sorun değildir. Çünkü bu muhabbet habbeye dönüşmüştür. Su habbesi olmuştur. Gıda habbesi olmuştur. İnsanlar birçok şeye duyarsız kalabilir. Ama su ve ekmeğe asla.  Peygamber sevdalıları, Allah`ın muhabbetiyle artık peygamberin habbesidir. Onun ruhaniyetinden neşet ederek günümüze kadar gelen Onun şarabı ve gıdasıdırlar.

Peygamber habbesi oldukları için artık Peygamber sevdalıları hem gıda hem de su habbesidirler. Artık aç kalanlar onlara gelecek. Susamış olanlar onlara gelecek. Yorulanlar onlarda dinlenecek. Aciz kalanlar onlarda huzur bulacak. Çünkü onlar Nebevi muhabbetin habbesidirler. Allah(c.c) onlara muhabbetini her yerde ve her şekilde tecelli ettirecektir.  

Nebevi muhabbetle Diyar-ı Bekir`de toplanan bir milyon nebi habbesi; artık bu ülkenin, bu halkın habbesidir. Bu halkın suyu ve gıdasıdır. Huzuru ve selametidir. Aşkı ve özgürlüğüdür. Artık Medine-i Amed, habbe-i Muhabbettir. Habbe-i Muhammed(sav)dir.

 Muhabbetten hasıl olan Muhammed`in Habbesi Müslümanlara selam olsun.