Sakarya'da faaliyet gösteren 70'ten fazla STK'nın oluşturduğu Sakarya Milli İrade Sivil Toplum Kuruluşları adına her cumartesi günü farklı bir derneğin üstlendiği basın açıklamaları devam ediyor.

Sakarya Milli İrade Sivil Toplum Kuruluşları adına bu hafta Politik Ekonomik Sosyal Araştırmalar Merkezi Derneği basın açıklaması düzenledi.

Adapazarı Kültür Merkezi Önünde gerçekleştirilen Doç. Dr. Yaşar Kahraman tarafından okunan basın açıklamasında, Gazze'de ABD destekli saldırı ve katliamların devam ettiği hatırlatıldı.

"HAMAS, küçücük bir kara parçasında siyonist israilin korkaklığını tüm dünyaya göstermiştir"

İşgalcilerin saldırıları sürdüğü müddetçe meydanlarda olmaya devam edeceklerini belirten Kahraman, "Bugün, ABD'nin desteği ile israilin uyguladığı tarihi bir soykırıma şahitlik ediyoruz. Ama aynı zamanda bu katliam karşısında İslam dünyasının kahredici acizliğine de tanıklık ediyor ve bunun utancını yaşıyoruz. İsrailin barbarlığına, halkların karşı duruşuna rağmen siyonist sermayenin esareti ve şantajı altındaki devlet yöneticileri de bir ses çıkartamamaktadır. Bugün sadece Gazze değil, bütün dünya siyonizmin işgali altındadır ama her şeye rağmen kendilerini yeryüzünün efendileri olarak gören siyonist israilin korkaklığını, küçücük bir kara parçasında HAMAS tüm dünyaya göstermiştir. Kadın ve çocukları uçaklardan ve kafalarını çıkaramadıkları tanklardan bombalamayı güç zanneden siyonist Yahudiler, HAMAS mücahitleri ile karşılamaya cesaret edememektedirler." dedi.

Allah'u Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'de, 'onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar; ancak korunaklı kaleler içinde veya siperlerin arkasından korka korka savaşırlar' ayetine atıfta bulunan Kahraman, sosyal medyanın Kur'an-ı Kerim'in tarif ettiği şekilde HAMAS'a karşı kafalarını tanklardan dışarı çıkaramayan işgalcilerin görüntüleriyle dolu olduğunu ifade etti.

"Sınır kapısında bekleyen binlerce tırın yanı başında yüzbinlerce insan açlığın pençesinde kıvranmaktadır"

Kahraman, "HAMAS ile karşılıklı çatışmaya girmeye cesaret edemeyen israil, bugün Amerika'nın verdiği bombaları uçaklardan ve tanklardan masum insanların üzerine yağdırmaya devam etmektedir. Her tarafı yüksek beton duvarlarla çevrili olan Gazze'de bugün için hayatta olanlar; soğuktan, hastalıktan ve açlıktan ölümle karşı karşıyadırlar. Topladıkları yağmur suları ve buldukları hayvan yemlerinden yaptıkları ekmeklerle hayata tutunmaya çalışmaktadırlar. Bir babanın evladını koruyamadığı, bir annenin çocuğunu doyuramadığı, bir çocuğun kendini ısıtamadığı Gazze'de artık bir dram değil bir insani felaket yaşanmaktadır. Elinde tuttuğu boş yemek kabı ile naylon çadırına dönen çocuğun 'ölüm bile bundan daha merhametli' dediği bir ortamda, yaşanan her şey bizim gözümüzün önünde, bizim şahitliğimizde yaşanmaktadır. Refah sınır kapısında bekleyen binlerce yardım tırının hemen yanı başında, yüzbinlerce insan açlığın pençesinde kıvranmaktadır. Gazze'deki yardım çığlıklarının arşa ulaştığı bir dönemde, insanları sadece bombalar değil, İslam âleminin kahredici sessizliği ve acizliği öldürmektedir." diye konuştu.

"Harekete geçmek için neyi bekliyorsunuz? Gazze'de son çocuğun ölmesini mi?"

İslam âlemine seslenerek Ebu Ubeyde'nin, 'İslam dünyasının liderlerine, ekranlardan izledikleri savaşın kalbinden sesleniyorum! Biz sizden ordularınızı harekete geçirerek Gazze'deki çocukları savunmak için savaşmanızı beklemiyoruz. En kutsal mabedinizi savunmak için de gelmeyin. Peygamberinize sövüp sayanlarla mücadele etmenizi istemiyoruz. Biz, bu işgali dinimiz, ümmetimiz ve mukaddesatımız uğruna sonlandırmayı kendimize görev edindik. Ancak sınır kapısında bekleyen yardımları hareket ettiremeyecek kadar da mı acizsiniz?' sözlerini hatırlatan Kahraman, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Biz de buradan İslam ülkelerinin liderlerine sesleniyoruz! Bu acizliği, bu utancı üzerimizden alın artık. Gazzeli çocukların, kadınların savunmasız insanların çığlıklarını duyun artık. Bombalardan koruyamadınız, bari açlıktan ve soğuktan ölmelerine göz yummayın artık. Yardımları Gazze'ye sokamama acizliğini bize yaşattınız bari israil ile hiçbir şey olmamış gibi yaptığınız ticaretinizi kesin artık. Harekete geçmek için neyi bekliyorsunuz? Gazze'de son çocuğun ölmesini mi? Arşa yükselen son kadın çığlığının susmasını mı? Son masumun başına da enkazın yıkılmasını mı? Yine bu meydandan diyoruz ki, Selam olsun aynı dinden olmadığı halde İsraile soykırım davası açan Güney Afrika'ya. Selam olsun Amerika’nın, İngiltere’nin, Almanya’nın ve dünyanın bütün şehirlerinin sokaklarını 'Özgür Filistin' diye inleten insanlara. Selam olsun çocuğuna yemek yedirirken, Filistinli çocuğu aklına getiren kadına. Selam olsun küçücük yüreği ile 'Filistin'deki kardeşlerimiz ölmesin' diyen çocuğa. Konuşan, gündemde tutan, haykıran, meydanları boş bırakmayan, Filistin’e arkasını dönmeyen herkese selam olsun. " (İLKHA)