İlim öğrenmenin yaşam boyu sürekli gelişim anlamına geldiğini ifade eden İDEV Siirt İl Temsilcisi Sabahattin Keleş, "Peygamberimiz, 'Beşikten mezara kadar ilim öğrenin' buyurarak bu önemi vurgulamıştır. Allah, Ayet-i Kerimelerinde ilme ve aklı kullanmaya önem verir. Okuma, en büyük hedefi Allah için gerçekleştirmek, bilgiyi bu perspektifle ele almak gerekir." dedi.
Keleş, bu bağlamda okumanın en büyük gayesinin Allah için olduğunu ve bu bilinçle okumanın ne kadar önemli olduğunu vurgulayarak, insanların bu perspektifle okuma alışkanlığını edinmelerini önerdi.
Keleş, "Ne okumadan ziyade ilk önce neden okumamız gerektiğini iyi bilmemiz gerekiyor. Bizi yaratan Allah, direkt Ayet-i Kerimede ilk emri okudur. Bir insanın okuması gerektiğini, kendini geliştirmesi, kendini bilmesi gerektiğini söyler. Bu okuma da ancak onun adıyla olur. Onun istediği, onun gösterdiği doğrultuda olur. İlk önce Rabbimizin gösterdiği okuma şekliyle okumamız gerekiyor. Rabbimiz diyor ki, 'Okuyun ama benim adımla okuyun, tanıyın ama benim istediğim, gösterdiğim vahyin ışığında tanıyın.' Onun için okumak gerçekten de çok önemlidir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hadis-i şeriflerinde diyor ki, 'Beşikten mezara kadar ilim öğrenin' yani devamlı bir şekilde kendinizi geliştirin, okuyun, gelişin. Allah'u Teala da birçok Ayet-i Kerimede ilme, bilime önem veriyor ve 'Akledin, bilmediklerinizi bilenlere sorun' ve 'Allah'tan hakkıyla bilenlerin korktuğunu' söyler. Bu noktada da bilmenin önündeki en büyük gaye Allah için okumaktır. İnsan bunu öğrendikten sonra okumanın ne kadar önemli olduğunu anlar." ifadelerini kullandı.
"Bilgi geliştikçe beyin de kendini geliştirir"
Bilgi dağarcığını geliştirdikçe, beyin de kendini geliştirir ve öğüteceği şeylerin ortaya çıkacağına dikkat çeken Keleş, devamlı bir şekilde kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Ancak bu çerçevede olmasıyla insanın kendini tanıyarak Rabbinin bilincine ulaşacağını ifade etti.
Okumanın sadece tatil dönemlerinde değil, sürekli olması gerektiğine dikkat çeken Keleş, "15 tatili oldu işte, öğrenciler okusun. Çünkü beyin bir değirmen taşı gibidir. Siz oraya bir şey koymadıkça, orası boşalır ve kendini öğütür. Ama siz bilgi dağarcığını geliştirdikçe, içine bir şey koydukça beyin de kendini geliştirir ve öğüteceği şeyler ortaya çıkar. Allah'ın Peygamberi 'iki günü bir olan ziyandadır' diyor. Devamlı bir şekilde kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Okuma bu çerçevede olunca ve insan kendini bilince Rabini de o zaman bilmiş olacak. O zaman da ne okuyacağımız ortaya çıkacak. Birincisi, okumamız gereken en önemli kitap Kur'an-ı Kerim'dir, Allah'ın kitabıdır. Ondan sonra Allah'ın kitabını bize güzel bir şekilde öğreten Allah'ın Peygamberi'nin hayatını okuyacağız. Ondan sonra kainatı ve kendimizi tanımak için çeşitli kitaplar okuyacağız. Okuduğumuz bu kitapların bizi Allah'a ulaştırması, asıl gayeye götürmesi gerekiyor." dedi.
"Okumanın anlamı aydınlığa ulaşmak ve iki dünyamızı imar etmektir"
Okumanın gerçek amacına vurgu yapan Keleş, "Yüzlerce profesör, ilim adamı, unvanını almış insan var ama okudukları onları aydınlığa ulaştıramamış. Okumanın insanı aydınlığa, gerçek gayeye ulaştırması lazım. Biz Müslüman ve iki dünyalı insanlarız. Okuduğumuzda hem bu dünyamızı hem de ahiretimizi imar edeceğiz. Kitap tavsiyelerimiz çok; Kur'an-ı Kerim, mealini, tefsiri okuma, Allah'ın Resulünün hayatını okuma, Risale-i Nur okumak tefekkür noktasında güzel bir örnektir. Kitap okumaktan ziyade niçin okuduğumuzu bilmek, amacını belirlemek bence daha önemli." şeklinde konuştu. (İLKHA)