Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılının aralık ayına ait enflasyon rakamlarını açıkladı. Yapılan açıklamaya göre, aralık ayındaki enflasyon yüzde 2.93 artarken, yıllık bazda ise yüzde 64.77 olarak belirlendi.
Bu verilere göre SSK ve BağKur emeklileri, enflasyon oranına göre maaşlarına yüzde 37,5 oranında zam alacaklar. Aynı dönemde memur ve memur emeklileri ise, maaşlarına yüzde 46,5 zam alacaklar.
Yapılan zamların ardından eğitim camiasında gözlerin çevrildiği ek ders ücretleri ve ücretli öğretmen maaşları ile ilgili eğitimciler; yapılacak zammın hayat pahalılığı karşısında tatmin edici bir zam olmasını talep ediyor.
Eğitim Bir-Sen İstanbul 3 No'lu Şube Başkanı Erol Ermiş, konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuştu.
"Bu durum emekliler açısından gerçekten 2024 yılının çok ciddi anlamda sıkıntılı geçeceğini gösteriyor"
Eğitim Bir-Sen İstanbul 3 No'lu Şube Başkanı Erol Ermiş
Son yapılan maaş zamlarını çalışanlara yapılan ve emeklilere yapılan zam bağlamında değerlendirmek gerektiğini belirten Ermiş, "Çalışanlara verilen zam bilindiği gibi Aralık ayı enflasyonun açıklanması ile beraber netleşmiş oldu; yüzde 49,25. Hükümet bunun üzerine biraz refah payı verirse tabii daha artacak ama şu ana kadar hükümet kanadından bu yönde bir açıklama yok. Emekli ya gelince özellikle SSK, Bağ-kur emeklisi ile ilgili verilecek zam yüzde 37,57 şeklindedir. Dolayısıyla memur emeklisi ile SSK, Bağ-kur emeklisi arasında da Bu bağlamda bir tarafta yüzde 49,25 öbür tarafta yüzde 37,57 ciddi bir fark görünüyor. Bilindiği gibi en düşük emekli maaşı 7 bin 500 lira civarındaydı, memurda 9 bin küsür liraydı şimdi güncel rakamlara çevirdiğimizde; 7 bin 500 lira alan bir işçi emeklisinin 10 bin küsur lira alacağı, devlet memuru emeklisinin de endişenin 14 bin küsür lira alacağı söyleniyor ki her ikisi de asgari ücrete yaklaşmaktan uzak. Bu durum emekliler açısından gerçekten 2024 yılının çok ciddi anlamda sıkıntılı geçeceğini gösteriyor." dedi.
"Maaş artışı değil enflasyon karşısında koruyan ama geç koruyan bir durum olarak görüyoruz"
Çalışan memurlara yapılan zammı değerlendiren Ermiş, "Evet, Temmuz'da en düşük devlet memuru maaşı yüzde 86 artmış oldu. Gerçi yüzdelik zamla az, seyyanen zammı çoktu o seyyanen zam da emekli maaşlarına yansımadı. Bu manada bizim açımızdan eleştirilecek bir nokta oldu. Önemli bir rakam gibi görünüyor ancak enflasyon farkına maaş zammı olarak bakmıyoruz. Nasıl bakıyoruz? Şöyle bakıyoruz; geçmişin gecikmeli bir telafisi olarak bakıyoruz ve bu durumu bir maaş artışı değil enflasyon karşısında koruyan ama geç koruyan bir durum olarak görüyoruz. Aslolan enflasyon karşısında korumak değil, enflasyonun bir tık üzerine çıkabildiğiniz zaman kişinin alım gücünün arttığını değerlendiririz. Temmuzda en düşük devlet memurunun yüzde 86 alması ile beraber böyle bir şey oldu işin doğrusu ciddi bir artış oldu. 22 bin lira açıklandığı zaman millet iyi diyordu ama temmuza gelene kadar yani milletin eline geçene kadar 28 Mayıs'tan sonra gelen zamlarla beraber o da ciddi anlamda değer kaybına uğramış oldu. Bu noktada şuna yoğunlaşıyoruz aldığımız zamlar kuşkusuz emekli ve çalışan olarak ayırmakla birlikte; artık hayatın aldığımız zamdan daha az pahalılaşmasını önemsiyoruz. Bunu bizi rahatlatacak bir unsur olarak görüyoruz." şeklinde konuştu.
"90 lira ile bir saat ders işliyorsunuz; aldığınız 90 lira ile ancak okulunda kantinden güzel bir tost yanına da bir içecek alırsın; onun dışında bir değeri yok"
Öğretmenerin aldığı ek ders ücretleri hakkında konuşan Ermiş, "Ek dersi mevzusu şöyle; kadrolu öğretmenlerin ya da sözleşmeli öğretmenlerin aldığı ek ders bir de ücretli öğretmenlerin aldığı ek ders var. Ücretli öğretmenler için bir düzenleme yapıldı; ücretli öğretmenler ayda 20 saat derse girdiklerinde 180 saat üzerinden hesaplanacak. Onu da yüzde 15'lik vergi dilimini esas aldığımızda 16 bin 200 liraya tekabül ediyor. O da asgari ücretin altında. Bir de hem asgari ücretin altında hem de bu arkadaşlarımızın sigorta primleri de 30 gün üzerinden değil 16 gün üzerinden yatıyor o da bir handikap. Haliyle bilindiği gibi daha bizim bu zamlar elimize geçmeden ÖTV artmış oldu; ÖTV'nin artmasıyla beraber bugün mazot fiyatları 40 lira sınırına, benzin fiyatları da 37 lira sınırına dayanmış oldu. Bizde zaten akaryakıta zam geldiği zaman bu otomatikman her şeye yansımış oluyor, haliyle verilen yüksek zamlar da elimize girmeden bir miktarı alınmış oldu. Ücretli öğretmenin dersi dışında bir de kadroluların alacağı 90 lira, gerçi sözleşmeli öğretmenler o kadar da alamıyor onlar bir tık aşağıda alıyorlar. 90 lira ile bir saat ders işliyorsunuz; aldığınız 90 lira ile bir kilo zeytin alabiliyor musunuz? Yok. Bir peynir alabiliyor musunuz? Yok. Ne yaparsın? Ancak okulunda kantinden güzel bir tost yanına da bir içecek alırsın; onun dışında bir değeri yok o da vergi dilimi arttıkça azalacak. Belki sene sonuna doğru o 90 lira düşmüş olacak 75 liraya; o 75 lirayla eylülden sonra kantin fiyatları tekrar güncelleneceği için bir tost bir ayran dahi alınamayacak hale gelecek. Dolayısıyla bizim, ek derslerin hiç değilse yüzde 100 artırılmasını yani 60 lira olan ek ders ücretinin hiç değilse bir 120 lira olması noktasında ciddi bir ısrarımız var." ifadelerini kullandı. (İLKHA)