Camileri İslam'ın nurunu dünyanın her bir yerine taşıyan merkezler olarak gördüğünü belirten Adana Merkez İlçe Vaizi Muttalip Gökçe, İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.
Müslümanların çektiği sıkıntıların sebebinin ümmetin dağınıklığı olduğunu ifade eden Gökçe, Müslümanların yeniden hep birlikte Kur'an'a sımsıkı sarılması gerektiğini kaydetti.
"Ümmetin dağınık olmasının faturasını Gazze'deki mümin kardeşlerimiz ödemektedir"
Gökçe "Allah-u Tealâ, Kur'an-ı Kerim'de bizlere, Allah'ın ipine hep beraber toplu olarak, cemaat olarak sımsıkı sarılmamızı, tefrikaya düşmememizi, birbirimizden uzaklaşmamamızı istemektedir. Neden? Çünkü Müslümanlar bir, toplu, cemiyet ve tek yumruk olursa, zalimlerin de, kâfirlerin de Müslümanlara zarar veremeyeceklerini herkes bilmektedir. Nitekim bugün dünya geneline baktığımızda, güncel bir konu olduğu için bugün Filistin'de, Gazze'de ve dünyanın farklı yerlerinde zalimlerin insafına terk edilen ki olmayan insafına terk edilen Müslümanların çektiği bu sıkıntıların sebebi, ümmetin dağınıklığıdır. Aslında ümmetin dağınık olmasının faturasını bugün oradaki Müslüman, mümin kardeşlerimiz ödemektedir. Bu nedenle Müslümanların yeniden Kuran'a kulak vermesi icap eder." diye konuştu.
"İslam'ın asırlardan asırlara, kıtalardan kıtalara ulaştığı merkez camilerdir"
Cami ve cemaat şuurunun önemine değinen Gökçe, "Camia, cemiyet, cem olmak, cami bunun için çok önemlidir. Herkesin aynı safta, rengi, ırkı, düşüncesi her ne olursa olsun sadece ve sadece Lâ İlahe İllallah şiarınca omuz omuza durduğu, yekvücut olduğu bir yerdir camiler. İslam'ın dünyaya hükmettiği, asırlardan asırlara, kıtalardan kıtalara ulaştığı yer ve merkez camilerdir. Aslında camiler, Müslümanlar için karargâhtır. Müslümanların, İslam'ın nurunu dünyanın her bir yerine taşıdığı o bayrağı, her bir yere diktiği karargâhlardır. Cemiyet olmanın, cemaat olmanın, yekvücut olduğu yerdir, menzili olduğu yerdir camiler. Onun içindir ki camiler çok mühimdir. Ümmet-i Muhammed'in yeniden dirilişine, yeniden kalkışına vesile olacak yer, camidir. Ümmetin kalkışı, dirilişi, saf saf omuz omuza camilerin dolup taştığı, kubbeleri Allah'ın zikriyle çınlattığı, Kelimeyi Tevhidin, zikrin semayı çınlattığı o merkezlerden, ümmet yeniden yekvücut olacaktır inşallah." şeklinde konuştu.
"Beş vakit namazı cemaatle kılabilmek çok önemlidir "
Camide cemaatle namaz kılmanın önemli olduğunu ve tüm mazeretlerin bir kenara itilerek cemaat namazına gidilmesi gerektiğini belirten Gökçe, sözlerine şöyle devam etti:
"Cemaate dahil olmak çok önemlidir. 'Eğer kıymetini bilseydi, ehemmiyetini, karşılığını bulacağı o lütfu görebilseydi, sürünerek de olsa camiye gelirlerdi' buyuran Peygamber Efendimiz (Sallalahu Aleyhi ve Sellem)' dir. Sabah, öğlen ve bütün beş vakit namazı cemaatle kılabilmek önemlidir. Nitekim Sahabe-i Kiram efendilerimizin zamanında cemaatle olmayan bir müminin kardeşimiz, Sahabi efendilerimizden birisi olmadığında onun öldüğüne kanaat getirilirdi. Neden? Çünkü onu namazdan cemaatten alıkoyacak dünyalık başka hiçbir şeyin olmadığını bilirlerdi. Nitekim bununla alakalı Hazreti Ebu Bekir efendimizin bir hadisesi vardır. Onun, bir gün öncesinde fakir birinin gelip, üzerinde elbisesinin olmadığını ifade eden birisine elbisesini verdiği için cemaate namaza gelemediği anlatılır. Camiye gelemeyişinin sebebi üzerinde elbise olamayışından kaynaklanmıştır. Bir rivayette Abdullah İbn-i Mektum ile alakalıdır. Bir gün Peygamber'imize (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) gelerek: 'Ya Resulallah, ben namaza gelmezsem, cemaate gelmezsem, evde kılsam olur mu? Abdullah İbn-i Mektum gözleri görmeyen bir sahabedir, âmâ'dır. Efendimiz (Sallalahu Aleyhi ve Sellem): 'Ezanı duyuyor musun? Duyuyorum ya Resulallah (Sallalahu Aleyhi ve Sellem). 'O zaman namaza gelmelisin' diyerek, Efendimiz'in (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) onu cemaate davet ettiğini, cemaatin önemini, ehemmiyetini vurgulamıştır." ifadelerini kullandı.
"Yekvücut olduğumuzda, dünyaya yeniden Allah'ın adaletini ve rahmetini göstereceğimizi bilmeliyiz"
Kuran'ın ve Resulullah'ın (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) cemaat olmayı, cem olmayı emrettiğine vurgu yapan Gökçe, şunları kaydetti:
"Macaristan Ovası'nda, Osmanlı ordularına teftiş için giden bir casus, uzaktan Macaristan Ovası'nda yüz binlerce Osmanlı askerini görür ve tekrar kendi ordusuna döner ve komutanına şunu bildirir, der ki: 'Önlerinde tek bir imam, tek bir komut ile elli bin askeri, belki yüz bin askeri tek bir komutla hareket ettirdiğini gördüm. Saf saf, omuz omuza olan bu ordulara, perişan olmuş Hıristiyan orduları asla galebe çalamaz' diyerek, bu teftişini komutanına bildirmiştir. Mümin ve yekvücut olduğumuzda, dünyaya yeniden Allah'ın adaletini, rahmetini ve şefkatini göstereceğimizi bilmeliyiz. Bugün Doğu Türkistan'da bizi bekleyen kardeşlerimize ümit olacağımızı, Arakan'da, Miyanmar'da, Orta Afrika'da, Patani'de, Keşmir'de, Mısır'da, Tunus'ta, Fas'ta, Cezayir'de ayağa kalkmayı bekleyen, cem olmayı bekleyen kardeşlerimize umut olacağımızı asla unutmamalıyız."
Müslümanların bir ve beraberlik içerisinde Allaha kul olmaları temennisinde bulunan Gökçe, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir mümin duruş olarak, bir Müslüman duruş olarak Kur'an ve sünnetin çizgisinde yeniden cem olmayı, yeniden cemaat olmayı, cemiyet olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Her şeyi bir kenara bırakarak Allah'ın ipine hep beraber sımsıkı tutunup, tefrikaya, ayrılığa düşmeden, bölünmeden, parçalanmadan Allaha kul olmayı Rabbim bizlere nasip eylesin." (İLKHA)