Yusuf Akyüz / İnzar Dergisi:

Bismihi Teâlâ

“Allahu Teâlâ’dan hakkıyla ittika edin; Allahu Teâlâ size (ihtiyacınız olan şeyleri) öğretir…”

“Ey iman edenler! Eğer Allahu Teâlâ’dan hakkıyla ittika edip (günahlardan sakınırsanız), size Furkan (hak ile batılı ayıracak bir anlayış) verir, kötülüklerinizi örter ve size mağfiret eder. Allah büyük lütuf sahibidir.” (Enfal, 29)

“Akıllı kimse, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası ebedi hayatı için çalışandır. Aciz kimse ise nefs-i hevasına tabi olduğu halde Cenab—ı Hakk’tan bir şey temenni edip durandır.”

“Allahu Teâlâ, bildiğiyle amel eden kimseye, bilmediği şeyleri de öğretir.”

İlim yolculuğundan maksad ve gaye, ilim tahsilinin asıl hedefi, “marifetullah” olduğuna göre; bu gayeye vuslatın yegâne yolu, takva kelimesiyle ifade olunan mana’dır. Vikaye kökünden gelen takva, Allahu Teâlâ’nın azamet-i şanından korkmak, gücü yettiğince, Onun azabına ve gazabına sebep olacak günahlardan sakınıp uzak durmak; Onun rızasına nail olmak için emir ve nehiylerine titizlikle uymaya çalışmaktır. Takva’nın tamamlayıcısı ve ayrılmaz parçası olan vera’ ise, bilinen günahların yanı sıra şüpheli olan şeylerden de sakınmaktır. Nitekim “Verası olmayanın takvası da olmaz!” denilmiştir. Verasız takva yarım ve noksan kalır; tek kanatlı kuş gibi, uçamaz ve hedefine ulaşamaz! Şüpheli şeylerle birlikte, lüzum ve ihtiyaç kapsamına dâhil olmayan fuzuli mübahlardan da sakınmak takva ve vera sahibi olmanın icabıdır.

“Canının çektiği ve arzu ettiği her şeyi yemen şüphesiz israftır.” (İbn-i Mace, Et’ime, 51)

“Biz sırf şüpheli olabilir korkusuyla yetmiş küsur mübahı terk etti!” buyuruyor Ebubekir (r.a)…

İlim yolculuğunda takva, olmazsa olmazdır. Zira takva ilmi yaşamak, öğrendiklerini uygulayarak ilmiyle amil olmaktır. Hakiki ulemaya göre...

 

MAKALENİN TÜMÜNÜ OKUMAK İÇİNTIKLAYIN!