BİNGÖL- Kalem Der Başkanı İbrahim Dağılma yeni eğitim-öğretim yılı münasebetiyle öğrencilere tavsiyelerde bulundu.

Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Dağılma, her şeyden evvel kendilerine lazım olanın terbiye ve edep olduğunu söyledi. Dağılma şöyle konuştu: "Çünkü dünya ve ahiretimizin kolay olması için bu iki vasfı kendimizde bulundurmalıyız.Bu iki vasıf hem kulların ,hem de Allah'ın hoşuna giden vasıflardır.Ama bu vasıflardan taviz verirsek kesinlikle göreceğimiz tek şey zorluk ve meşakat olur.Bizler terbiye ve edebi en güzel Hz. Peygamberimizden öğrenebiliriz.Ayette denildiği gibi 'Onda bizim için güzel örnekler vardır'' Yani bizim için en güzel model Allah'ın Resulüdür.Bizler de Ona tabi olduğumuz için Onun gibi yaşamaya çalışmalıyız.Terbiye kelimesi Alahu Tealanın Rab isminin bir tecellisidir.Rab olan Allah kullarını gözetir, onlar bir iyilik yapmak istediğinde onlara yardımcı olur. Hz Peygamberin terbiye kaynağı nasıl Kur'an idiyse bizim içinde kaynak Kur'an ve sünnettir."

"En hayırlınız güzel ahlaklı olanınızdır"
Ahlaki yozlaşma karşısında İslam ahlakını en güzel şekilde yaşatmaları gerektiğini belirten Dağılma, "İkinci tavsiyemiz de güzel ahlaklı olmaktır.Hadiste sizin en hayırlınız güzel ahlaklı olanınızdır. Güzel ahlaktan kasıt doğruluk,eminlik,söze riayet,planlı programlı olma,yardımlaşma ve dayanışma içinde olmadır.Menfi ahlak ise itici olma, gıybet, dedikodu,kötü konuşma ve uygunsuz davranışlar sergilemektir.'' dedi.

"İmanı en kamil mü'min, ahlakı en güzel olandır"
Kamil imanın güzel ahlakla olduğuna dikkat çeken Dağılma tavsiyelerine şu sözlerle devam etti: "Bir hadiste imanı en kamil mü'min ahlakı en güzel olandır.Demek ki kemalin yolu da ahlaktan geçiyor.Bu güne kadar ki tecrübeler şunu göstermiştir ki ahlakı güzel olanın dostu,seveni çoktur.Ahlakı kötü olanın bırakın dostunu,seveni bile yoktur.Hatta böyle insanlların kendi iç dünyasında mutlu olmaları bile çok zordur.Yalan ve hileyi kendine ahlak edinenler hep kaybeder.Çünkü kendilerine olan güveni sarsmıştırlar.Eğer kişi doğruluk,eminlik görmek istiyorsa önce kendi doğru ve emin olmalıdır.Ve yine bir hadisi hatırlatalım ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim diyor Hz.peygamber."ifadelerini kullandı.

"En hayırlı baba sana ilim öğreten babandır"
İlme ve ilim öğretenlere gereken saygı ve değerin verilmesi gerektiğini dile getiren Dağılma"Üçüncü bir tavsiyemiz şudur ki her ne kadar laik bir eğitim sisteminde olsak da, manen biz İslam medresesinin bir talebesiyiz.Bize öncü olan ,bize öğretici olan seydalarımıza ve hocalarımıza karşı çok saygılı olmamız gerekir.Hani bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum denilmiştir.Burada kırk yıl belli ki mecazidir ama bir öğreticiye verilmesi gereken değeri güzel bir şekilde ifade ediyor.Bedir Savaşı sonrası esirlerin çocuklara okuma-yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılması öğretici kişilere verilen değeri gösterir.Özellikle bu öğretici Müslüman ve alim bir kişiyse saygımız daha fazla olmalıdır.İslami ilimden nasiplenmiş kim olursa olsun,yaşı küçük bile olsun o ilme saygılı olmalıyız.Çünkü ilim öğrenebilmemiz için öğreticilere ihtiyaç vardır.Salt kitaplardan okuyarak öğrenemeyiz.Madem ilim bize verilen en değerli şeydir, o zaman öğretici en fazla saygıyı hak edendir. Hadiste derki üç sınıf baba vardır.Birincisi dünyaya gelmene vesile olan babandır.İkincisi eşinin babasıdır.Üçüncüsü sana ilim öğreten hocadır.Ancak en hayırlı baba sana ilim öğreten babandır.Hocamız sert bile olsa ilminden dolayı ona karşı saygılı olmamız gerekir."diye konuştu.(M.Salih Gönül/Nihat Kanat- İLKHA)