Allah (c.c.)’a hamd alemlere rahmet olan peygamber (s.a.v.)’e salat mümin kardeşlerimize selam olsun. Allah (c.c.) eşref mahlukata öyle vasıflar vermiştir ki kul dünyada imtihan edilirken sadece öğrendikleriyle değil fıtri olan duyguları da ön plana çıkabilir. Öğrenmek temelde gerekliliğini arz eder ama fıtraten öğrenilmiş olanlardan insanlar habersizdir. Fıtri olanlar gerektiğinde ön plana çıkar bilgiyi ölçer tartar tıpkı bir bilgisayar programlaması gibi “True” (Doğru) olunca program işlemini devam eder. “False” (Yanlış) olunca program çalışamaz hata verir. Bütün bunlar Rahmani olan hissiyatlardır. Rahmani olan her davranış bütün programlama dillerinde “True” değerini mutlaka alacaktır. Doğru olan her şey Alemlerin Rabbi olan Allah (c.c.) insanların payidar kılındığı vicdan muhasebesinden anti yanlış ile ayıklanır. Yanlışlar bir bir karantina altına alınır. Nedense bunlar çöpe atılması gerekiyor. Çünkü bunlar hakikat programını çökertecek olan virüslerdir. Hak bedende böylece zuhur edip işlem yapınca batılın yokluğuna alamet değildir. Hakkı haykıran bir vicdan varsa delaleti haykıran bir iblis yani insanın nefsi emaresi (kötülüğü emreden nefis) mevcuttur. Nefsin arıza tespiti doğruları vicdanın arıza tespiti ise yanlışları bulur ve değerlendirmeler yapar. Doğrular vicdana fehmettirilir ama yanlış olan Batıni olanlar vicdana fehmettirilmeye çalışılsa dahi tıpkı birbirine uymayan dokulara sahip organın nakledilmesiyle vucud o organı tarumar eder. Batılın mevcudiyeti böylece cehennemi bir azaptır; yapısında doğruluk hakikat aramak ise divaneliktir. Yeryüzündeki bütün sistemleri çökerten ve çökertecek olan yine batıl kaynaklı yanlışlardır. Yeryüzünü imar edecek düzenleyecek olan hissiyatlar doğrular sürekli Rahmani ruhlarda yeşermekle rahmani güvenlik duvarıyla koruma altındadırlar. Vicdana vurulan iman kaşesi her defasında kendi payına düşen yorumlamaya yapacak ama bir sistem var ise onu bloke edecek sistemler imtihan gereği vardır.
İbrahim Sönmez / Bingöl